10.03.2025

Google One Kullanıcılarına Şok Zam: %500 Artışla Büyük Hayal Kırıklığı!

Google One abonelerini derinden sarsan zam haberi, teknoloji dünyasında büyük yankı uyandırdı. Google, 100 GB depolama alanı sunan Google One aboneliğinin fiyatını %500 artırarak, aylık 9,99 TL’den 49,99 TL’ye çıkaracağını duyurdu. Bu ani ve yüksek oranlı artış, kullanıcılar arasında büyük bir tepkiye yol açtı.

Google One Nedir ve Hangi Hizmetleri Kapsar?

Google One, Google tarafından sunulan ücretli bir bulut depolama hizmetidir. Kullanıcılar, Google Drive, Google Fotoğraflar ve Gmail için ek depolama alanı satın alarak, verilerini güvenle saklayabilirler. Google One aboneleri ayrıca aşağıdaki ek avantajlardan da yararlanabiliyor:

  • Google Fotoğraflar: Yüksek kaliteli fotoğraf ve video saklama imkanı.

  • Gmail: Daha fazla e-posta depolama kapasitesi.

  • Google Drive: Büyük dosyaları saklama ve paylaşma.

  • VPN Hizmeti: Seçili ülkelerde Google One kullanıcılarına sunulan ek güvenlik katmanı.

  • Aile Paylaşımı: Abonelik planını 5 aile üyesiyle paylaşabilme imkanı.

  • Özel Google Desteği: Google’ın müşteri hizmetlerine daha hızlı erişim.

Zam Kararı Kullanıcıları Neden Kızdırdı?

Google’ın, global enflasyon ve maliyet artışlarını gerekçe göstererek abonelik fiyatlarını artırdığı düşünülse de, %500 gibi olağanüstü bir zam oranı kullanıcılar tarafından haklı bulunmadı. Kullanıcıların tepkilerini artıran temel sebepler şunlar:

  1. Ani ve Orantısız Artış: %500’lük bir fiyat artışı, enflasyon oranlarıyla açıklanamayacak kadar yüksek.

  2. Alternatif Hizmetlerin Mevcut Olması: Microsoft OneDrive, Apple iCloud ve Dropbox gibi rakip hizmetler hâlâ daha uygun fiyatlar sunuyor.

  3. Mevcut Kullanıcılara Saygısızlık: Abonelikleri devam eden kullanıcılar için böylesine büyük bir zam, uzun süreli müşterilerin güvenini sarsıyor.

  4. Rekabetin Azlığına Güvenerek Hareket Etmek: Google’ın, kullanıcıların ekosistemden çıkamayacağını düşünerek bu fiyat artışını yapması eleştiriliyor.

Alternatif Depolama Seçenekleri

Google One zam kararı sonrasında birçok kullanıcı alternatif hizmetlere yönelmeye başladı. İşte değerlendirilebilecek bazı bulut depolama servisleri:

  • Microsoft OneDrive: 100 GB depolama alanı aylık 29,99 TL

  • Apple iCloud+: 50 GB için 19,99 TL, 200 GB için 59,99 TL

  • Dropbox: 2 TB alan için 11,99 USD (yaklaşık 390 TL)

  • Mega: 400 GB için aylık 24,99 TL

Bu seçenekler, Google One’ın sunduğu hizmetlerle kıyaslandığında fiyat açısından daha rekabetçi ve kullanıcı dostu olabilir.

Google Kullanıcılara Bir Açıklama Borçlu

Google’ın bu zam politikasının arkasında ne olduğu tam olarak bilinmese de, şirketin kullanıcılarını daha iyi bilgilendirmesi gerekiyor. Eğer hizmet kalitesinde büyük bir iyileştirme olmayacaksa, %500’lük bir zam mantıksız görünüyor.

Kullanıcılar, Google’ın bu fiyat artışını gözden geçirmesini ve daha makul bir seviyeye çekmesini talep ediyor. Aksi takdirde, Google One aboneliğini iptal ederek alternatif servislere yönelenlerin sayısı artabilir.

17.02.2025

Bakanlıktan Market Fiyatlarını Karşılaştıran Yeni Uygulama


Platform, büyük zincir marketlerdeki fiyatları tek bir ekranda sunarak, tüketicilere tasarruf etme imkanı tanıyor. İşte sağladığı bazı avantajlar:

  • 🛍️ En ucuz marketi bulma: Ürün bazında fiyatları karşılaştırarak en uygun seçeneği belirleyebilirsiniz.
  • 📉 Güncel fiyat değişimlerini takip etme: Sürekli güncellenen verilerle piyasa fiyatlarını anlık olarak görebilirsiniz.
  • 🏷️ Fiyat farklarını analiz etme: Aynı ürünün hangi markette daha ucuz olduğunu öğrenerek bütçenizi verimli kullanabilirsiniz.

Platformda Yer Alan Marketler

Marketfiyati.org.tr şu anda Türkiye’nin en büyük market zincirlerini kapsıyor:

🏪 A101
🏪 BİM
🏪 CarrefourSA
🏪 HAKMAR
🏪 Migros
🏪 ŞOK

Ekonomik belirsizliklerin yaşandığı bu dönemde, tüketicilere bilinçli alışveriş yapma imkanı sunan bu platform, bütçesini daha verimli yönetmek isteyenler için önemli bir araç olabilir.

marketfiyati.org.tr 



Microsoft Araştırması: Yapay Zeka İnsan Bilişsel Yeteneklerini Köreltiyor mu?

Yapay zeka hayatımıza hızla entegre olurken, bu teknolojinin insan bilişsel yetenekleri üzerindeki etkileri de giderek daha fazla tartışılıyor. Microsoft ve Carnegie Mellon Üniversitesi tarafından yapılan yeni bir araştırma, yapay zekanın eleştirel düşünme becerilerine olası olumsuz etkilerini ortaya koyuyor.

Yapay Zekaya Güven Artıyor, Eleştirel Düşünme Azalıyor

Araştırma, 319 çalışan üzerinde gerçekleştirilmiş olup, bireylerin kendi yeteneklerine güvenme düzeyi ile eleştirel düşünme eğilimleri arasında doğrudan bir ilişki olduğunu gösteriyor. Özellikle dikkat çeken bazı bulgular şunlar:

  • Kendi yeteneklerine güvenen çalışanlar, eleştirel düşünme becerilerini daha fazla kullanıyor.
  • Yapay zekaya fazlaca güvenenler, düşünsel sorgulama ve analiz yapma konusunda geride kalıyor.
  • Rutin ve düşük riskli görevlerde, insanlar yapay zekanın sunduğu sonuçları sorgulamadan kabul etme eğiliminde.

Bu durum, iş hayatında ve eğitimde kritik düşünebilme yeteneğini nasıl koruyabileceğimiz sorusunu gündeme getiriyor.

Teknoloji ve Bilişsel Yetenekler Arasındaki Dengeyi Kurmak

Yapay zekanın sunduğu avantajlardan faydalanırken, insanın analitik düşünme becerilerini kaybetmemesi için bazı önlemler almak gerekebilir:

  • Karar mekanizmalarında insan faktörünü devre dışı bırakmamak: Yapay zekadan gelen sonuçları doğrudan kabul etmek yerine, insan değerlendirmesi ile desteklemek.
  • Eğitim ve iş süreçlerinde eleştirel düşünme teşvik etmek: Yapay zeka destekli süreçlerde de sorgulama, analiz yapma ve farklı açılardan bakabilme alışkanlığını geliştirmek.
  • Yapay zekaya körü körüne güvenmek yerine kontrollü kullanımı benimsemek: Teknolojiyi bir yardımcı olarak görmek ve kararları tamamen ona bırakmamak.

Gelecekte yapay zeka ile insan bilişi arasındaki bu dengenin nasıl korunacağı, dijitalleşen dünyada önemli bir tartışma konusu olmaya devam edecek.

3.02.2025

Gmail'i Daha Verimli Kullanmanın 10 İpucu

Günlük hayatta e-posta kullanımı vazgeçilmez bir hale geldi. Gmail, doğru kullanıldığında zamandan tasarruf etmenizi ve e-postalarınızı daha etkili yönetmenizi sağlayabilecek pek çok özelliğe sahiptir. Ancak birçok kullanıcı, Gmail'in sunduğu tüm imkanları fark etmiyor. İşte Gmail'i daha verimli kullanmanızı sağlayacak 10 harika ipucu:

1. E-Postalarınızı Belirli Bir Zamana Planlayarak Gönderin

Eğer belirli bir zamanda gönderilmesini istediğiniz bir e-posta varsa, Gmail'in "gönderiyi planla" özelliğini kullanabilirsiniz. Bu sayede, uygun zamanlamalar yaparak e-postalarınızın daha etkili olmasını sağlayabilirsiniz.

  • Yeni bir e-posta oluşturun.

  • "Gönder" butonunun yanındaki oka tıklayın.

  • "Gönderiyi Planla" seçeneğini seçin ve tarih ile saat belirleyin.

2. Gmail'i Çevrimdışı Modda Kullanmaya Devam Edin

Bağlantınız yokken de Gmail'i kullanabilirsiniz. Çevrimdışı mod, e-postalarınızı hazırlamanıza ve internete bağlandığınızda otomatik olarak gönderilmesine olanak tanır.

  • Ayarlar sekmesine gidin.

  • "Tüm ayarları gör" seçeneğini açın.

  • "Çevrimdışı" sekmesini bulup etkinleştirin.

3. Gizli Mod ile E-Postalarınızı Koruyun

Hassas bilgileri paylaşıyorsanız, gizli mod özelliğini kullanarak e-postalarınızı daha güvenli hale getirebilirsiniz. Bu mod, belirli bir süre sonra otomatik olarak silinen e-postalar göndermenizi sağlar.

  • Yeni bir e-posta oluşturun.

  • Kilit simgesine tıklayarak "Gizli mod" seçeneğini aktif edin.

  • Belirlenen süre sonunda mesajın kendiliğinden silinmesini sağlayabilirsiniz.

4. Yanlışlıkla Gönderdiğiniz Bir E-Postayı Geri Alın

Gmail, gönderdiğiniz bir e-postayı belirli bir süre içinde iptal etmenize olanak tanır.

  • Ayarlar sekmesine gidin.

  • "Genel" sekmesinde "Göndermeyi iptal et" seçeneğini etkinleştirin.

  • 30 saniyeye kadar iptal süresi belirleyin.

5. Etiketler ile E-Postalarınızı Daha Organize Hale Getirin

E-postalarınızı "İş", "Kşiisel" veya "Projeler" gibi kategorilere ayırmak için etiketleri kullanabilirsiniz.

  • E-postanızı seçin ve "Etiket" simgesine tıklayın.

  • Yeni bir etiket oluşturun ya da mevcut bir etiketi kullanın.

6. Promosyon ve Spam E-Postalarınızdan Kolayca Kurtulun

Spam kutunuzu temizlemek için manuel olarak uğraşmak yerine, Gmail'in arama filtrelerinden faydalanabilirsiniz.

  • Gmail arama çubuğuna "abonelikten çık" yazın.

  • Bu etikete sahip tüm e-postaları seçin ve silin.

7. Sık Kullanılan E-Posta Yanıtlarınız için Şablonlar Oluşturun

Sürekli aynı içeriğı göndermekten yorulduysanız, Gmail'in şablon özelliğini kullanabilirsiniz.

  • Yeni bir e-posta oluşturun ve metninizi yazın.

  • "Üç nokta" menüsüne tıklayın ve "Şablonlar" seçeneğini kullanarak kaydedin.

8. Önemli E-Postalarınızı Arşivleyerek Temiz Bir Gelen Kutusu Oluşturun

Gelen kutunuzu temiz tutmak için önemli e-postalarınızı arşivleyebilirsiniz.

  • Arşivlemek istediğiniz e-postayı seçin.

  • "Arşivle" butonuna tıklayarak gelen kutunuzdan kaldırın.

9. E-Postaları Erteleyerek Daha Sonra Yanıtlayın

Gelen bir e-postayı şu anda yanıtlamak istemiyorsanız, erteleyerek daha sonra size hatırlatılmasını sağlayabilirsiniz.

  • E-postanın sağ tarafındaki "Saat" simgesine tıklayın.

  • Hatırlatılması için bir tarih belirleyin.

10. Gmail'i Klavye Kısayollarıyla Daha Hızlı Kullanmaya Başlayın

Klavye kısayollarını kullanarak Gmail'i daha hızlı ve etkili bir şekilde yönetebilirsiniz:

  • Shift + I → E-postayı okundu olarak işaretle

  • Ctrl (Cmd) + Enter → E-postayı gönder

  • Ctrl (Cmd) + K → Bağlantı ekle

  • C → Yeni e-posta oluştur

  • / → E-posta arama kutusunu aç

Sonuç

Bu ipuçlarını kullanarak Gmail'i daha verimli bir şekilde yönetebilirsiniz. Siz de Gmail kullanımınıza dair ipuçlarınızı yorumlarda paylaşabilirsiniz!

31.01.2025

Evde Uygulanan Sarı Serum Nedir? Zararları ve Hukuki Durumu

Son yıllarda, özellikle sosyal medyada "sarı serum" adı altında bilinen ve ev ortamında acil tıp teknisyenleri tarafından uygulanan serum takviyesi giderek yaygınlaşmaktadır. Peki, bu uygulama gerçekten güvenli mi? Evde serum almanın zararları nelerdir? Yasal bir uygulama mıdır? Gelin, bu konuyu detaylıca ele alalım.

İnsanlar Neden Evde Serum Alıyor?

Evde serum uygulaması, çoğunlukla şu nedenlerle tercih ediliyor:

  • Hızlı toparlanma beklentisi: Grip, yorgunluk, halsizlik, sıvı kaybı veya alkol sonrası toparlanma gibi durumlar için hızlı bir çözüm olarak görülüyor.

  • Kolay erişim: Hastaneye gitmek istemeyen ya da sıra beklemekten kaçınan kişiler için pratik bir alternatif olarak düşünülüyor.

  • Reklam ve sosyal medya etkisi: Sosyal medya platformlarında "mucizevi etkileri" anlatılan serumlar, yanlış bilgilendirmelerle teşvik ediliyor.

  • Sağlık personeline kolay ulaşım: Acil tıp teknisyenleri ya da hemşireler tarafından evde hizmet sunulması, insanların bunu bir sağlık hizmeti gibi algılamasına neden olabiliyor.

Evde Uygulanan Serumun Zararları Nelerdir?

Her ne kadar bazı kişiler evde serum taktırmayı zararsız görse de, ciddi sağlık riskleri barındırmaktadır:

1. Alerjik Reaksiyon ve Anafilaksi Riski

Serumların içeriğinde vitaminler, mineraller veya ilaçlar bulunabilir. Özellikle kişinin alerjisi olup olmadığı bilinmiyorsa, anafilaktik şok gibi hayati tehlike yaratabilecek durumlar ortaya çıkabilir.

2. Damar İçi Enfeksiyon Riski

Steril olmayan koşullarda yapılan damar içi girişimler, enfeksiyonlara yol açabilir. Kan dolaşımına enfeksiyon bulaşması (sepsis) ölümcül olabilir.

3. Böbrek ve Karaciğer Hasarı

Serum içeriğinde yer alan maddeler, özellikle böbrek ve karaciğer hastalığı olan kişilerde ciddi komplikasyonlara sebep olabilir. Kontrollü bir ortamda verilmediğinde, vücudun kaldıramayacağı yük binerek organ yetmezliklerine yol açabilir.

4. Elektrolit Dengesizliği

Serumlar genellikle belirli miktarlarda elektrolit içerir. Ancak, kişinin ihtiyacına göre hazırlanmadığında sodyum, potasyum veya diğer minerallerin dengesizliği ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.

5. Yanlış Tedavi ve Geç Kalınmış Müdahale

Evde serum alan kişiler, altta yatan hastalıklarını hafife alabilir ve hastaneye gitmeyi geciktirebilir. Bu durum, özellikle ciddi enfeksiyonlar, diyabet komplikasyonları veya iç kanama gibi durumlarda hayati tehlike oluşturabilir.

Bu Uygulama Yasal mı?

Türkiye'de sağlık hizmetleri, Sağlık Bakanlığı tarafından denetlenmektedir. Sağlık Bakanlığı ve ilgili mevzuata göre, evde sağlık hizmetleri belirli kurum ve profesyoneller tarafından yapılmalıdır. Acil tıp teknisyenleri, doktor onayı olmadan hastalara evde serum takamaz.

Özel sağlık kuruluşlarının onayı olmadan yapılan evde serum uygulamaları yasa dışıdır ve bu hizmeti sağlayan kişiler hakkında yasal işlem başlatılabilir. Ayrıca, yanlış yapılan bir müdahale sonucunda hastanın zarar görmesi durumunda tıbbi ihmal ve suç teşkil eden durumlar ortaya çıkabilir.

Evde Serum Uygulaması Ne Zaman Yaygınlaşmaya Başladı?

Bu uygulama son yıllarda özellikle büyük şehirlerde yaygınlaşmıştır. Özel ambulans hizmetleri, hemşirelik hizmetleri ve acil tıp teknisyenleri tarafından kayıt dışı olarak yapılan bu işlemler, sosyal medyada ve bazı özel sağlık hizmeti veren platformlarda yaygın olarak tanıtılmaktadır. Ancak, Sağlık Bakanlığı'nın denetimleriyle bu tür girişimler sıkı takip altına alınmıştır.

Sonuç: Evde Serum Almak Güvenli mi?

Evde sağlık hizmeti almak bazı durumlarda gerekli olabilir, ancak bunun yetkili sağlık profesyonelleri ve doktor onayıyla yapılması gerekir. Hastane ortamında yapılan serum tedavisi, hastanın mevcut sağlık durumu göz önünde bulundurularak uygulanır ve olası yan etkiler anında kontrol edilebilir. Evde yapılan kontrolsüz serum uygulamaları ise ciddi sağlık riskleri taşır ve yasal değildir.

Bu nedenle, herhangi bir sağlık sorunu yaşadığınızda bir doktora başvurmanız en doğru seçim olacaktır. Evde yapılan "sarı serum" gibi bilinçsiz uygulamalardan kaçınmak, sağlığınızı korumanız açısından hayati önem taşır.

28.01.2025

DeepSeek Olayı Nedir ve Neden ABD Borsasında Şirketler Para Kaybetti?

Dikkatleri üzerine çeken DeepSeek olayı, teknoloji dünyasını ve finans piyasalarını derinden etkiledi. Çin merkezli bir yapay zeka (YZ) girişimi olan DeepSeek'in sektöre sunduğu yenilikler, ABD'li şirketlerin piyasa değerinde büyük kayıplara neden oldu. Bu olayın detaylarına ve etkilerine daha yakından bakalım.

DeepSeek Nedir?

DeepSeek, Çin merkezli bir yapay zeka şirketidir ve odaklandığı temel alan, yapay zeka modellerini daha az maliyetle ve daha düşük donanım gereksinimleriyle geliştirmek. Şirket, dünyanın en popüler YZ modellerinden ChatGPT ve Gemini gibi uygulamalarla rekabet edecek çözümler üreterek öne çıktı. DeepSeek'in yeni uygulaması, Apple App Store'da en çok indirilen ürünlerden biri haline gelerek köklü bir başarıya imza attı.

ABD Borsasında Nasıl Bir Etki Yarattı?

DeepSeek'in piyasadaki başarısı, ABD merkezli teknoloji devleri üzerinde zincirleme bir etki yarattı:

  • Nvidia'nın Hisse Kaybı: Yapay zeka çipleri konusundaki liderlik konumuyla bilinen Nvidia, DeepSeek olayı sonrasında %17'lik bir değer kaybı yaşayarak piyasa değerinde 589 milyar dolarlık bir azalma gördü. Bu, ABD borsa tarihindeki en büyük günlük kayıp olarak kaydedildi.

  • Diğer Teknoloji Devleri: Microsoft, Meta ve Alphabet gibi diğer rketlerin hisselerinde de ciddi düşüşler görüldü. Bu durum, Batı'nın YZ yatırımlarının verimliliği üzerine tartışmaları tetikledi.

DeepSeek'in Yaratıldığı Endişeler

DeepSeek olayı, birçok uzman tarafından “Yapay Zeka'nın Sputnik Anı” olarak tanımlandı. Bu benzetme, ABD'nin uzay yarışı sırasında SSCB'nin Sputnik uydusunu fırlatması karşısında yaşadığı şoku ifade ediyor. DeepSeek'in maliyet verimliliği ve düşük çip gereksinimleri, YZ geliştirme paradigmasında köklü değişiklikler yapabileceğini gösteriyor. Bu da ABD'nin YZ alanındaki liderliğini tehlikeye atabilecek bir gelişme olarak görülüyor.

Sonuç

DeepSeek olayı, yapay zeka teknolojilerinde Çin'in artan etkisini ve ABD merkezli teknoloji devlerinin bu yenilikler karşısındaki hassasiyetini gözler önüne serdi. Nvidia gibi devlerin büyük değer kayıpları yaşaması, piyasalarda yeni dengelerin oluşabileceğini ve teknoloji yarışında rekabetin çok daha sert olabileceğini ortaya koyuyor. Bu olay, Çin'in sadece üretimde değil, yenilikçi teknolojilerde de liderlik hedeflediğinin çarpıcı bir kanıtı olarak dikkat çekiyor. 

OpenAI: 
- Yaklaşık 10 yıllık şirket
- 4,500+ çalışan
- 6,6 milyar dolar harcandı

DeepSeek:
- Yaklaşık 2 yıllık şirket
- 200 çalışan
- 10 milyon dolardan az para harcandı

Çin merkezli bir yapay zeka şirketinin web sitesi https://www.deepseek.com/

DeepSeek ve ChatGPT, her ikisi de yapay zeka (AI) teknolojilerini kullanan platformlar olsa da, odaklandıkları alanlar, yetenekleri ve kullanım amaçları açısından bazı temel farklılıklar bulunmaktadır. İşte bu iki platform arasındaki temel farklılıklar:

1. Odaklanılan Alanlar:

  • DeepSeek: DeepSeek, büyük veri analizi, iş zekası ve kurumsal çözümler üzerine odaklanan bir yapay zeka platformudur. Şirketlere veri odaklı kararlar almalarında yardımcı olmak için tasarlanmıştır. Derin öğrenme (deep learning) ve makine öğrenmesi (machine learning) tekniklerini kullanarak karmaşık veri setlerini analiz eder ve anlamlı içgörüler sunar.
  • ChatGPT: ChatGPT ise doğal dil işleme (NLP) ve sohbet robotu (chatbot) teknolojileri üzerine odaklanır. Kullanıcıların sorularına metin tabanlı yanıtlar vermek, sohbet etmek, metin oluşturmak ve çeşitli dil tabanlı görevleri gerçekleştirmek için tasarlanmıştır. GPT (Generative Pre-trained Transformer) modeli üzerine kuruludur.

2. Kullanım Amaçları:

  • DeepSeek: Şirketlerin operasyonel verimliliğini artırmak, pazar analizi yapmak, risk yönetimi ve stratejik planlama gibi alanlarda kullanılır. Daha çok iş dünyasına yönelik çözümler sunar.
  • ChatGPT: Daha genel kullanıma yöneliktir. Kullanıcıların sorularını yanıtlamak, metin yazmak, öğrenmek, eğlence amaçlı sohbetler yapmak ve çeşitli dil tabanlı görevleri gerçekleştirmek için kullanılır. Hem bireysel kullanıcılar hem de işletmeler tarafından kullanılabilir.

3. Teknolojik Altyapı:

  • DeepSeek: Derin öğrenme ve makine öğrenmesi modellerini kullanarak büyük veri setlerini analiz eder. Veri madenciliği, desen tanıma ve tahminleme gibi teknikler kullanır.
  • ChatGPT: GPT modeli üzerine kuruludur ve doğal dil işleme tekniklerini kullanır. Metin üretme, dil çevirisi, özetleme ve benzeri dil tabanlı görevler için optimize edilmiştir.

4. Kullanıcı Kitlesi:

  • DeepSeek: Daha çok işletmeler, analistler, veri bilimcileri ve stratejisiler tarafından kullanılır. Kurumsal düzeyde çözümler sunar.
  • ChatGPT: Hem bireysel kullanıcılar hem de işletmeler tarafından kullanılabilir. Eğitim, müşteri hizmetleri, içerik oluşturma gibi alanlarda geniş bir kullanıcı kitlesine hitap eder.

5. Çıktı Türü:

  • DeepSeek: Veri analizi sonuçları, raporlar, tahminler ve stratejik öneriler gibi çıktılar üretir.
  • ChatGPT: Metin tabanlı çıktılar üretir. Sorulara yanıtlar, metinler, özetler, çeviriler ve benzeri dil tabanlı çıktılar sunar.

6. Entegrasyon ve Uygulama Alanları:

  • DeepSeek: Kurumsal yazılımlarla entegre edilerek kullanılır. Finans, sağlık, perakende, lojistik gibi sektörlerde uygulanabilir.
  • ChatGPT: Web siteleri, mobil uygulamalar, müşteri hizmetleri sistemleri, eğitim platformları gibi çeşitli alanlarda entegre edilebilir.

Özetle, DeepSeek daha çok veri analizi ve iş zekası alanında uzmanlaşmış bir platform iken, ChatGPT doğal dil işleme ve metin tabanlı görevlerde uzmanlaşmış bir yapay zeka modelidir. Her iki platform da yapay zeka teknolojilerini kullanır, ancak farklı kullanım alanları ve hedef kitlelere hitap ederler.


23.01.2025

ABD’nin Türkiye’ye Yönelik Çip Satışı Ambargosu: Sebepler ve Sonuçlar

Son dönemde teknoloji dünyasında yankı uyandıran bir karar ile ABD, İtalya, Fransa, Belçika, Japonya, İspanya, Yeni Zelanda, Birleşik Krallık, Kanada, Danimarka, Norveç, Güney Kore, Hollanda, İrlanda, Finlandiya, İsveç, Tayvan, Avustralya, Almanya olmak üzere Dost ve müttefik olarak gördüğü bu 18 ülke dışında olan tüm ülkelere çip satışında ambargo uygulayacağını duyurdu.

ABD'nin Türkiye'ye yönelik çip satışı kısıtlaması, 17 Ocak 2025 tarihinde Beyaz Saray tarafından duyurulan "Yapay Zeka Yayılımına İlişkin Geçici Nihai Kural" kapsamında açıklanmıştır. 

Bu düzenleme, yapay zeka teknolojisinde kullanılan gelişmiş çiplerin ihracatına yönelik yeni ve sıkı düzenlemeler getirmektedir. Düzenlemenin yayımlanmasından 120 gün sonra yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.

Türkiye’de ambargo uygulayacak ülkeler arsında Bu kararın ardında yatan nedenler, etkileri ve Türkiye için olası çözüm yollarını detaylı bir şekilde ele alıyoruz.

Çip Teknolojisinin Önemi ve Stratejik Boyutları

Çipler, günümüz teknolojisinin temel taşı olarak kabul edilir. Akıllı telefonlardan askeri ekipmanlara, yapay zeka uygulamalarından otomotiv endüstrisine kadar çipler hayatımızın her alanında kullanılıyor. Dolayısıyla, çiplerin temininde yaşanacak bir kısıtlama, teknolojiye bağımlı olan endüstrileri ciddi şekilde etkileyebilir.

ABD, yarı iletken teknolojisinde lider bir konuma sahiptir ve bu alanda diğer ülkeler için önemli bir tedarikçidir. Ancak, bazı siyasi ve stratejik gerekçelerle belirli ülkeler için çip satışında kısıtlamalar getirebilmektedir. Türkiye, bu karar ile bu kısıtlamadan etkilenen ülkeler arasına katıldı.

Ambargonun Sebepleri

ABD’nin Türkiye’ye yönelik bu kararı almasının arkasında birçok neden bulunabilir:

  • Savunma Sanayiindeki Gerilimler: Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemi alımı ve ABD’nin bu konuda rahatsızlık duyması, iki ülke arasındaki stratejik işbirliğini zorlamıştır.

  • Teknoloji Transferi Endişeleri: ABD, çip teknolojilerinin Türkiye üzerinden diğer ülkelerle, özellikle de Rusya veya Çin gibi rakiplerle paylaşılabileceğinden endişe ediyor olabilir.

  • Politik Çekinceler: ABD ile Türkiye arasındaki diplomatik gerilimler, kararın ardındaki bir diğer neden olarak değerlendiriliyor.

Ambargonun Türkiye’ye Olası Etkileri

Bu kararın Türkiye üzerindeki etkilerini hem ekonomik hem de stratejik boyutlarda incelemek gerekiyor:

  • Savunma Sanayindeki Etkiler: Türkiye’nin şu an geliştirmekte olduğu savunma sanayi projeleri için çipler kritik öneme sahiptir. Ambargo, bu projelerin ilerleyişini yavaşlatabilir.

  • Ekonomik Sonuçlar: Yerli teknoloji şirketlerinin çip temini zorlaşacak ve bu durum maliyetleri artıracaktır.

  • Alternatif Kaynak Arayışları: Ambargo, Türkiye’nin diğer tedarikçilere, özellikle de Çin ve Rusya gibi ülkelere yönelmesine neden olabilir.

Türkiye’nin Alternatif Stratejileri

Ambargoya karşı Türkiye’nin uygulayabileceği çözümler şunlar olabilir:

  • Yerli Çip Üretimi: Uzun vadeli bir strateji olarak, Türkiye’nin kendi yarı iletken fabrikalarını kurması ve bu alanda yatırımlarını artırması gereklidir. Bu doğrultuda, Türkiye’de yarı iletken üretimi üzerine çeşitli adımlar atılmaya başlanmıştır. Özellikle "TÜBİTAK" ve bazı özel sektör kuruluşları bu alanda araştırmalar yapmaktadır. İlk yerli çip tasarımları savunma sanayii ve tıp alanlarında kullanılmak üzere geliştirilmektedir. Bununla birlikte, yerli yarı iletken fabrikalarının kurulumu için daha fazla yatırım ve uluslararası işbirliği gereklidir.

  • Dost Ülkelerle İşbirliği: Ambargodan etkilenmeyen ülkelerle yeni ortaklıklar kurularak çip ihtiyacı karşılanabilir.

  • Teknoloji Transferi Anlaşmaları: Alternatif tedarikçilerden teknoloji transferi için anlaşmalar yapılabilir.

Sonuç

ABD’nin Türkiye’ye yönelik çip satışı ambargosu, iki ülke arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkilerin gergin bir döneme girdiğini göstermektedir. Ancak bu karar, Türkiye için yeni fırsatların da kapısını aralayabilir. Yerli üretim kapasitesinin artırılması ve yeni ticari ortaklıkların kurulması, bu zorlu süreci avantaja dönüştürebilecek stratejiler arasında yer alabilir.


21.01.2025

İlk 6 Ayda Bozulan Ürünler İçin Sıfırını İsteme Hakkı

Alışveriş yaparken tüm tüketicilerin en temel haklarından biri, satın aldığı ürünün ayıplı olmamasıdır. Ancak bazen, yeni aldığınız bir ürün kısa süre içinde sorun çıkarabilir. Türkiye'de tüketicilerin haklarını koruma altına alan Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun bu konuda oldukça açık ve net kurallar sunmaktadır. Bu yazıda, aldığınız bir ürünün ilk 6 ayda bozulması durumunda sahip olduğunuz hakları ve ilgili kanun maddelerini inceleyeceğiz.

İlk 6 Ayda Bozulan Ürünler İçin Haklarınız

6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'a göre, tüketiciler, bir ürünün teslim alındıktan sonraki ilk 6 ayda arıza yapması durumunda şu haklara sahiptir:

1. Ürünün Yenisi ile Değiştirilmesini Talep Etme

Kanunun 11. maddesine göre, ayıplı bir ürünle karşılaşıldığında tüketici, satıcıdan ürünün yenisiyle değiştirilmesini isteyebilir.

2. Ürünün Ücretsiz Onarılmasını İsteme

Aynı madde kapsamında, tüketici, ürünün garanti kapsamında ücretsiz olarak tamir edilmesini talep edebilir.

3. Üret İadesi Talep Etme

Kanun, ayıplı bir ürünle karşılaşılması durumunda tüketiciye ürünün bedelini geri alma hakkı tanır. Bu hak, genellikle tüketicinin satıcı ile anlaşarak cayma hakkını kullanmasıyla gerçekleşir.

4. Ayıp Oranında İndirim Talep Etme

Eğer ürünün değiştirilmesi veya tamir edilmesi mümkün değilse, tüketici, ayıp oranında fiyat indirimi talep edebilir.

5. İspat Yükümülü Satıcıya Aittir

Kanunun 10. maddesi gereği, ürünün ilk 6 ay içinde bozulması durumunda tüketicinin ayıplı ürün iddiasını ispat etmesine gerek yoktur. Bu durumda ispat yükümüllüğü satıcıya aittir.

Tüketici Haklarını Nasıl Kullanabilirsiniz?

Eğer yukarıdaki durumlardan biriyle karşılaşırsanız, aşağıdaki adımları izleyerek hakkınızı savunabilirsiniz:

  • Satıcı ile İletışim Kurun: Sorunu hemen satıcıya bildirerek hakkınızı talep edin.

  • Faturanızı Saklayın: Fatura veya garanti belgesi gibi belgeleri kaybetmeyin.

  • Şikayetçi Olun: Eğer satıcı talebinizi reddederse, ürün fiyatı 66.000 TL'nin altındaysa Tüketici Hakem Heyeti'ne başvurabilirsiniz. Daha yüksek tutarlar için Tüketici Mahkemesi'ne başvurmalısınız.

Sonuç

Bir tüketici olarak hakkınızı bilmek ve savunmak sizin elinizde. Satın aldığınız bir ürün ilk 6 ay içinde bozulursa, kanunun size tanıdığı bu hakları mutlaka kullanın. Haklarınızı savunmak, hem sizin hem de diğer tüketicilerin daha iyi hizmet alabilmesi için önemlidir.