20.12.2024

Başlık: AB, Dijital Piyasalar Yasası ile Apple'ı Bir Kez Daha Köşeye Sıkıştırıyor: iOS'un Kapıları Rakiplere Açılıyor mu?

Teknoloji dünyası, Avrupa Birliği'nin (AB) Dijital Piyasalar Yasası (DPY) ile büyük bir dönüşümün eşiğinde. Bu yasa, dijital pazarlarda rekabeti artırmayı ve tüketicilere daha fazla seçenek sunmayı hedefliyor. Bu hedefin en önemli aktörlerinden biri ise hiç şüphesiz Apple. AB, DPY kapsamında Apple'a yönelik baskısını artırarak, iOS işletim sisteminin rakiplere daha fazla açılmasını talep ediyor. Bu durum, Apple'ın sıkıca koruduğu ekosisteminde köklü değişikliklere yol açabilir.

DPY'nin Arkasındaki Güçlü İrade: Adil Rekabet ve Tüketici Hakları

AB'nin DPY ile asıl amacı, dijital pazarlarda "kapı bekçileri" olarak adlandırılan büyük teknoloji şirketlerinin hakimiyetini kırmak ve daha adil bir rekabet ortamı yaratmak. Bu bağlamda, iOS'un rakiplere daha fazla açılması, bir dizi önemli değişikliği beraberinde getirebilir:

  • Alternatif Uygulama Mağazalarının Yükselişi: Kullanıcılar, sadece App Store'a bağımlı kalmak yerine, farklı uygulama mağazalarından da uygulama indirebilecekler. Bu, geliştiricilere daha fazla özgürlük ve tüketicilere daha fazla seçenek sunacak.
  • Varsayılan Uygulama Seçiminde Özgürlük: Artık kullanıcılar, varsayılan tarayıcı, arama motoru gibi uygulamaları kendi tercihleri doğrultusunda belirleyebilecekler. Bu, kişiselleştirme ve kullanıcı deneyimi açısından önemli bir adım.
  • Uygulama İçi Ödemelerde Rekabet: Geliştiriciler, Apple'ın ödeme sistemini kullanmak zorunda kalmadan, kendi ödeme sistemlerini entegre edebilecekler. Bu, uygulama içi satın almalarda daha rekabetçi fiyatlar ve farklı ödeme seçenekleri anlamına gelebilir.
  • Donanım ve Yazılım Erişiminde Şeffaflık: Rakiplerin, Apple'ın donanım ve yazılım özelliklerine daha kolay erişebilmesi, yenilikçi cihazlar ve hizmetlerin ortaya çıkmasını teşvik edebilir.

Apple'ın Direnişi ve Savunma Mekanizmaları

Apple, AB'nin bu taleplerine karşı güçlü bir şekilde direniyor ve şu argümanları öne sürüyor:

  • Güvenlik ve Gizlilik Kalkanı: Apple, iOS'un kapalı yapısının, kullanıcıların güvenliğini ve gizliliğini korumak için vazgeçilmez olduğunu savunuyor. Rakiplere daha fazla erişim izni verilmesinin, güvenlik açıklarına ve veri ihlallerine davetiye çıkarabileceğini iddia ediyor.
  • Kusursuz Kullanıcı Deneyimi Vurgusu: Apple, iOS'un entegre yapısının, tutarlı ve sorunsuz bir kullanıcı deneyimi sağladığını belirtiyor. Yapılacak değişikliklerin, bu deneyimi olumsuz etkileyebileceği endişesini taşıyor.
  • Yenilikçiliğin Engellenmesi Tehlikesi: Apple, daha açık bir sistemin, yenilikçiliği engelleyebileceğini ve geliştiricilerin, platforma özgü optimizasyonlar yapmasını zorlaştırabileceğini savunuyor.

Beklentiler, Olası Sonuçlar ve Teknoloji Dünyasına Etkileri

Bu çekişmenin olası sonuçları ve teknoloji dünyasına etkileri oldukça önemli:

  • iOS Ekosisteminde Köklü Değişiklikler: Apple, DPY'ye uyum sağlamak için iOS'ta önemli değişiklikler yapmak zorunda kalabilir. Bu, kullanıcı deneyimini, geliştirici ekosistemini ve hatta Apple'ın iş modelini etkileyebilir.
  • Hukuki Mücadelelerin Yükselişi: Apple ve AB arasında uzun ve karmaşık hukuki bir mücadele yaşanabilir. Apple, karara itiraz edebilir veya yasal yollara başvurabilir.
  • Rekabetin Altın Çağı: AB'nin beklentileri doğrultusunda iOS daha açık hale gelirse, dijital pazarlarda rekabet artabilir ve tüketiciler daha fazla seçeneğe sahip olabilir. Bu, teknoloji dünyasında yeni bir dönemin başlangıcı olabilir.
  • Küresel Etki ve Domino Etkisi: AB'nin bu adımları, diğer ülkelerdeki düzenleyicileri de etkileyebilir ve benzer düzenlemelerin dünya genelinde yayılmasına yol açabilir.

Sonuç:

AB'nin Apple'a yönelik bu hamlesi, dijital pazarların geleceği ve büyük teknoloji şirketlerinin rolü açısından kritik bir dönüm noktası. Bu durumun nasıl sonuçlanacağı ve Apple'ın nasıl bir strateji izleyeceği merak konusu. Ancak kesin olan bir şey var: Bu gelişmeler, teknoloji dünyasını ve kullanıcı deneyimini derinden etkileyecek. Bu süreci yakından takip etmek ve olası etkilerini değerlendirmek, hem teknoloji şirketleri hem de tüketiciler için büyük önem taşıyor.

13.12.2024

Yeni Konum Vergisi Düzenlemesi: Coğrafi Veri Ticareti Yapan Şirketlerı Nasıl Etkileyecek?

Son dönemde, coğrafi veri ticareti yapan şirketleri yakından ilgilendiren önemli bir vergi düzenlemesi yürürlüğe girdi. Konum verilerinin ticari kullanımı artık daha fazla denetim altına alınırken, bu sektörde faaliyet gösteren şirketler için yeni yükümlülükler ve sorumluluklar ortaya çıktı.

İşte yeni konum vergisi düzenlemesinin detayları ve şirketler için getirdiği değişiklikler:


1. Vergilendirme Kapsamı

Düzenleme, coğrafi veri ticareti yapan şirketlerin elde ettiği gelirlerin belirli bir oranla vergilendirilmesini öngörüyor. Bu kapsamda, aşağıdaki faaliyetlerde bulunan şirketler bu yeni vergi rejimine dahil edildi:

  • Kullanıcıların konum verilerini toplayan, işleyen ve ticari amaçlarla satan şirketler.

  • Konum verilerini reklamcılık ve pazarlama stratejilerinde kullanan platformlar.

2. Hangi Sektörler Etkilenecek?

Bu düzenlemeden etkilenecek öne çıkan sektörler şu şekilde sıralanabilir:

  • Navigasyon ve harita hizmetleri: Google Maps, Yandex Navigasyon gibi uygulamalar.

  • Lojistik ve kargo şirketleri: Konum takibiyle çalışan şirketler.

  • Konum tabanlı reklamcılık yapan platformlar: Sosyal medya ve e-ticaret siteleri.

  • E-ticaret platformları: Kullanıcı davranışlarını analiz etmek ve ürün önerileri sunmak için konum verisi kullanan firmalar.

3. Şirketler İçin Yeni Yükümlülükler

  • Gelirlerin belgelendirilmesi: Şirketlerin coğrafi veri ticaretinden elde ettikleri gelirleri ayrıntılı şekilde raporlaması gerekiyor.

  • Yasalara uyumun sağlanması: Toplanan verilerin, kullanıcı onayına dayalı olarak toplandığını kanıtlamak ve bu verileri yasalara uygun saklamak zorunlu hale getirildi.

  • Ek denetim ve raporlama: Mali raporlama süreçlerinin artmasıyla birlikte şirketler için operasyonel yük artabilir.

4. Amaç ve Hedef

Bu yeni düzenlemenin amacı, coğrafi veri kullanımından elde edilen gelirlerin daha etkin bir şekilde vergilendirilmesi ve kamu gelirlerinin artırılmasıdır. Aynı zamanda, bu düzenleme veri güvenliğini artırmayı ve kötüye kullanımı engellemeyi hedefliyor.

5. Uyulmaması Halinde Yaptırımlar

  • Yeni vergi rejimine uymayan şirketler için ciddi para cezaları uygulanacak.

  • Vergilendirme süreçlerini ihlal eden veya gelirlerini gizleyen şirketler hukuki yaptırımlarla karşı karşıya kalabilir.


Şirketler İçin Tavsiyeler

  • Hukuk ve mali işler ekiplerinizi güçlendirin: Yeni düzenlemeye uygunluk sağlamak için uzmanlardan destek alın.

  • Veri politikalarınızı gözden geçirin: Verilerin toplama, işleme ve saklama süreçlerini yasal gerekliliklere uygun hale getirin.

  • Otomasyon sistemleri kullanın: Gelir raporlaması ve denetim süreçlerini hızlandırmak için teknolojik çözümlere yatırım yapın.


Son Söz

Yeni konum vergisi düzenlemesi, coğrafi veri ticareti yapan şirketler için önemli bir dönüm noktası olabilir. Bu süreçte, şirketlerin yasalara uyum sağlaması kadar, veri kullanımına ilişkin etik kuralları da dikkate alması kritik önem taşıyor. Düzenlemenin sektör üzerindeki uzun vadeli etkilerini hep birlikte göreceğiz.


10.12.2024

SQL Server' dan ağ üzeri̇ndeki̇ bir sürücüye doğrudan erişim nasıl yapılır?

SQL' DE AYARLARIN AÇILMASI

EXEC sp_configure 'show advanced options', 1;

GO

RECONFIGURE;

GO

EXEC sp_configure 'xp_cmdshell',1

GO

RECONFIGURE

 AĞ SÜRÜCÜSÜNÜN EKLENMESİ

EXEC XP_CMDSHELL 'net use z: \\paylasim\test /user:domain\user password';  

EKLENEN AĞ SÜRÜCÜSÜ KONTROLÜ

EXECUTE master.sys.xp_cmdshell N'wmic logicaldisk get name'; 

EKLENEN AĞ SÜRÜCÜSÜ İÇERİĞİNİN KONTROLÜ

EXEC XP_CMDSHELL 'Dir Z:' 

 EKLENEN AĞ SÜRÜCÜSÜ SİLİNMESİ

exec xp_cmdshell 'net use /delete X:' 

 İŞLEMLERİN YENİLENMESİ

Bu işlemimiz sunucu kapatılıp açılana kadar veya SQL servisi start durumda olduğunda yenilenmesi gerekiyor. Bu nedenle bu ayarımızın bilgisayar her açıldığında otomatik olarak çalışmasını sağlayacak zamanlamış görev *.bat dosyasını her açılışta çalıştıracak şekilde ayarlanması gerekir.

-          Önce SQL kodlarını uygun gördüğünüz yere kayıt ediniz.

-          BAT File içine oluşturulacak komut Sqlcmd -s localhost -i C:\SQL\SQLFileAyar.sql

SONUÇ;

SQL Server Management Studio (SSMS) üzerinden yedek almak istediğinizde, haritalanmış ağ sürücüleri listede görünmeyebilir. Elle yolu girseniz bile, yedekleme işlemi sırasında hata mesajlarıyla karşılaşabilirsiniz. Bu durum genellikle SQL Server servislerinin, haritalanmış sürücülere erişim yetkisi olmamasından kaynaklanır.

Güvenlik açısından, xp_cmdshell özelliğinin etkinleştirilmesi bazı riskler taşıyabilir. İşlemler tamamlandıktan sonra, gerekliyse bu özelliği tekrar devre dışı bırakmayı düşünebilirsiniz.

Açlık Orucu ve Otofaji İlişkisi

Video Kaynak: Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu 


Açlık Orucu Nedir?

Açlık orucu, belirli bir süre boyunca yemek yememeyi, sadece su, bitki çayı veya kalorisiz içeceklerle beslenmeyi ifade eder. Bu yöntem, vücudu sindirim yükünden arındırarak hücrelerin yenilenmesine olanak sağlar. Açlık orucu genellikle sağlık amaçlı uygulanır ve şu türlerden oluşabilir:

  • Aralıklı oruç (Intermittent fasting): Belirli bir saat diliminde yemek yenir ve geri kalan saatlerde aç kalınır. Örneğin, 16 saat açlık, 8 saat yemek yeme düzeni.
  • Uzun süreli açlık: 24 saat veya daha fazla süren açlık dönemleri.

Otofaji Nedir?

Otofaji, kelime anlamıyla "kendi kendini yeme" demektir. Hücrelerin, hasarlı veya gereksiz yapılarını parçalayarak yeniden kullanması sürecidir. Japon bilim insanı Yoshinori Ohsumi, 2016 yılında otofajiyle ilgili çalışmaları sayesinde Nobel Ödülü kazanmıştır. Otofaji süreci şunları içerir:

  • Hücreler, eski veya hasarlı proteinleri ve organelleri parçalayarak enerjiye dönüştürür.
  • Vücutta detoks etkisi yaratır ve yaşlanmayı geciktirebilir.
  • Hastalık risklerini azaltabilir (kanser, Alzheimer gibi).

Açlık Orucu ve Otofaji İlişkisi

Açlık orucu, otofajiyi tetikleyen en etkili yöntemlerden biridir. Açlık sırasında vücut enerji elde etmek için önce depolanmış glikojeni, ardından yağ dokusunu kullanır. Bu süreçte otofaji aktif hale gelir ve:

  • Hücresel temizlik yapılır.
  • Bağışıklık sistemi güçlenir.
  • Hücresel yenilenme artar.

Açlık Orucu Uygularken Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Uzman kontrolü: Özellikle kronik hastalığınız varsa veya ilaç kullanıyorsanız, bir doktora danışmalısınız.
  • Bol su tüketimi: Dehidrasyonu önlemek için su içmek önemlidir.
  • Yavaş başlamak: Vücudu alıştırmak için kısa süreli açlıklarla başlanabilir.

Sağlıklı bir yaşam için açlık orucu ve otofaji sürecini anlamak, doğru yöntemlerle uygulanırsa faydalı olabilir.

Beyin Çürümesi Nedir? Dijital Dünyanın Zihinsel Etkileri

Dijitalleşen dünyada teknolojinin sağladığı kolaylıklar hayatımızı kolaylaştırırken, bilinçsiz kullanımın zihinsel sağlığımız üzerindeki olumsuz etkileri de giderek daha fazla gündeme geliyor. “Beyin çürümesi” terimi, özellikle dijital medya ve sosyal platformların aşırı ve kontrolsüz kullanımı sonucu ortaya çıkan zihinsel bozulmayı tanımlamak için kullanılan popüler bir kavramdır.

Beyin Çürümesi Akademik Açıdan Nerede Duruyor?

"Beyin çürümesi" bilimsel literatürde doğrudan bir tanı veya kabul görmüş bir olgu olarak yer almamaktadır. Bu terim daha çok, dijital içeriklerin aşırı tüketiminin zihin üzerindeki olumsuz etkilerini ifade eden metaforik bir ifade olarak kullanılmaktadır. Ancak dijital medya kullanımının dikkat dağınıklığı, zihinsel yorgunluk ve bilişsel gerileme üzerindeki etkileri üzerine yapılan araştırmalar, bu terimin arka planındaki endişeleri destekler niteliktedir.

Beyin Çürümesinin Belirtileri Nelerdir?

Dijital medya bağımlılığına bağlı olarak gelişen bu durum, çeşitli bilişsel ve duygusal belirtilerle kendini gösterebilir:

  • Dikkat Dağınıklığı: Uzun süre odaklanamama ve dikkat süresinin azalması.
  • Zihinsel Yorgunluk: Zihnin sürekli uyarılmaya maruz kalması nedeniyle oluşan tükenmişlik hissi.
  • Bilişsel Gerileme: Öğrenme güçlükleri ve hafıza zayıflığı.
  • Motivasyon Kaybı: Günlük işler veya hobilerden keyif almama.

Beyin Çürümesinden Korunmak İçin Öneriler

Zihinsel sağlığı korumak için dijital medya tüketiminde dengeyi sağlamak önemlidir. İşte uygulanabilir adımlar:

  1. Dijital Detoks Yapın: Belirli zaman aralıklarında ekranlardan uzak durarak zihninizi dinlendirin.
  2. Anlamlı İçerik Tüketin: Eğitim ve gelişime yönelik içeriklere odaklanarak zihinsel kapasitenizi artırabilirsiniz.
  3. Fiziksel Aktivitelerle Meşgul Olun: Egzersiz, zihinsel yorgunluğu hafifletmede etkili bir araçtır.
  4. Sosyal İlişkileri Güçlendirin: Aile ve arkadaşlarınızla yüz yüze daha fazla zaman geçirerek sosyal bağlarınızı güçlendirin.
  5. Hobi Edinin: Dijital ortamdan uzaklaşıp, sanatsal veya yaratıcı bir hobi edinmek zihinsel yenilenmeyi destekler.
  6. Uyku Kalitesine Özen Gösterin: Düzenli ve yeterli uyku, zihinsel sağlığın temel taşlarındandır.
  7. Zaman Yönetimi Yapın: Günlük rutinlerinizde dijital cihazlara ayrılan zamanı sınırlandırın.

Sonuç

Dijital çağın avantajlarından faydalanırken, olumsuz etkilerini en aza indirmek hepimizin sorumluluğundadır. Dengeli ve bilinçli bir teknoloji kullanımıyla zihinsel sağlığımızı koruyabilir, dijital dünyanın sunduğu olanaklardan maksimum fayda sağlayabiliriz.

4.12.2024

Plaka Yenileme İşlemleri Artık e-Devlet Üzerinden Yapılabilecek!

Milyonlarca araç sahibini ilgilendiren önemli bir düzenleme hayata geçti. Resmi Gazete'de yayımlanan yeni yönetmelik, araç plaka yenileme işlemlerinde büyük bir değişiklik getirdi. Artık kaybolan, yıpranan veya yenilenmesi gereken plakalar için noter ve trafik şubelerinde sıra bekleme zorunluluğu sona eriyor. Araç sahipleri, bu işlemleri e-Devlet üzerinden hızlı ve kolay bir şekilde tamamlayabilecek.

Eski Sistem: Zor ve Zaman Alıcı

Plaka yenileme işlemleri eski sistemde şu adımları içeriyordu:

  • Araç sahibi önce notere giderek plaka kaybını ya da yenileme talebini beyan ediyordu.
  • Noterden alınan onayla Trafik Şube Müdürlüğü’ne gidiliyor, işlemin resmileştirilmesi sağlanıyordu.
  • Şoförler Odası'na yapılan başvurunun ardından yeni plaka bastırılıyordu.

Bu süreç, zaman kaybı ve karmaşıklık nedeniyle ara
ç sahipleri için oldukça zahmetliydi.

Yeni Sistem: e-Devlet Üzerinden Kolaylık

Artık noter ve trafik müdürlüklerini ziyaret etmeden, yalnızca birkaç adımda plaka yenileme işlemleri tamamlanabilecek. Yeni sistemde yapılması gerekenler:

  1. e-Devlet Sistemine Giriş: Araç sahipleri T.C. kimlik numarası ve şifreleriyle sisteme giriş yapacak.
  2. Plaka Basım Talep Belgesi Oluşturma: Kayıp veya yenileme talebi için gerekli belge e-Devlet üzerinden düzenlenecek.
  3. Araç ve İletişim Bilgileri Güncelleme: Araç tescil bilgileri ve iletişim detayları kontrol edilip güncellenecek.
  4. Özet Tescil Bilgileri Raporu Alınması: Sistem üzerinden rapor oluşturularak işlem tamamlanacak.

Yeni Düzenlemenin Avantajları

Bu yenilikle birlikte araç sahipleri için birçok kolaylık sağlanıyor:

  • Zamandan Tasarruf: Noter ve trafik şubelerinde sıra bekleme süresi ortadan kalkıyor.
  • Daha Az Maliyet: Noter masrafları ve ek maliyetler azalıyor.
  • Kolay Erişim: İşlemler, internet erişimi olan herhangi bir yerden yapılabiliyor.
  • Hızlı İşlem Süreci: Tüm adımlar dijital ortamda kısa sürede tamamlanabiliyor.

Hangi Belgeler Gerekiyor?

Yeni sistemde, işlemleri gerçekleştirmek için gerekli olan belgeler şunlardır:

  • Plaka Basım Talep Belgesi: e-Devlet üzerinden otomatik olarak oluşturulacak.
  • Güncellenmiş İletişim Bilgileri
  • Araç Tescil Bilgileri Raporu: Sistem üzerinden alınacak.

2024 Plaka Değiştirme/Yenileme Ücreti Ne Kadar?

2024 yılı itibarıyla plaka değiştirme ücretlerine güncelleme gelmiştir. Noter araç devri ile plaka değiştirme ücreti 1.489,35 TL olarak güncellenmiştir. Yalnızca plaka değiştirmek isteyenler için ise ücret 1.024,35 TL olarak belirlenmiştir. e-Devlet üzerinden yapılacak işlemlerde henüz bir ücret bilgisi yok!


Sonuç

Bu düzenleme, dijitalleşmenin kamu hizmetlerindeki etkisini bir kez daha gösteriyor. Artık araç sahipleri, uzun prosedürlere gerek kalmadan plaka yenileme işlemlerini birkaç dakika içinde tamamlayabilecek. Hem zaman hem de maliyet açısından büyük kolaylık sağlayan bu yenilik, araç sahipleri için önemli bir avantaj sunuyor.

3.12.2024

Neden Android Telefon Tercih Etmelisiniz?

Android işletim sistemi, her geçen gün daha fazla kullanıcıya hitap eden bir ekosistem sunuyor. Peki, Android cihazları öne çıkaran ve bu kadar geniş bir kullanıcı kitlesi tarafından tercih edilmesini sağlayan özellikler neler? İşte Android telefonları tercih etmek için öne çıkan nedenler:

1. Her Bütçeye Uygun Çeşitlilik

Android telefonlar, giriş seviyesinden premium segmentlere kadar her bütçeye hitap eden seçenekler sunar. Uygun fiyatlı bir model arıyorsanız ya da en yeni teknolojilere sahip bir cihaz istiyorsanız, Android ekosistemi size uygun bir alternatif mutlaka barındırır.

2. Gelişmiş Kişiselleştirme Seçenekleri

Android, kullanıcılarına cihazlarını kendi zevk ve ihtiyaçlarına göre uyarlama imkanı tanır. Ana ekran düzenlemelerinden uygulama kısayollarına, farklı temalardan widget seçeneklerine kadar kişiselleştirme seçenekleri sınırsızdır.

3. Devasa Uygulama Çeşitliliği

Google Play Store, milyonlarca uygulama ve oyun seçeneğiyle dikkat çeker. Bununla birlikte, Android cihazlar harici kaynaklardan da uygulama yüklemeye imkan tanır, böylece daha fazla özgürlük sunar.

4. Donanım Çeşitliliği ve Yenilikler

Birden fazla üreticinin Android işletim sistemini kullanması, geniş bir cihaz yelpazesine erişim sağlar. Üstün kamera özellikleri, uzun batarya ömrü, büyük ekranlar ve farklı tasarımlar gibi birçok seçenek arasından ihtiyaçlarınıza uygun bir cihaz bulabilirsiniz.

5. Artırılabilir Depolama ve Evrensel Bağlantılar

Birçok Android modelinde microSD kart desteği bulunur, bu da depolama alanınızı artırmayı kolaylaştırır. Ayrıca, kablosuz aksesuarlarla uyumluluğu ve kulaklık jakı gibi özellikler de kullanıcı deneyimini zenginleştirir.

6. Google Hizmetleri ile Sorunsuz Entegrasyon

Android cihazlar, Gmail, Google Drive, Google Fotoğraflar gibi hizmetlerle tam bir uyum içinde çalışır. Bu, iş ve günlük yaşamda ihtiyaç duyduğunuz tüm araçlara kolayca erişmenizi sağlar.

7. Açık Kaynak Esnekliği

Android’in açık kaynaklı yapısı, hem kullanıcılar hem de geliştiriciler için büyük bir avantajdır. Geliştiriciler için sunduğu geniş alan sayesinde yeni uygulama ve özellikler hızla kullanıma sunulabilir.

Sonuç

Android telefonlar, esneklik, çeşitlilik ve kullanıcılara özel deneyimler sunma konusunda rakiplerinden bir adım öndedir. İster bütçe dostu bir telefon arayın ister en yeni teknolojilere erişmek isteyin, Android dünyasında sizin için bir seçenek mutlaka vardır.

Neden iPhone Diğer Telefonlardan Daha İyi?

Teknoloji dünyasında birçok marka ve model arasında iPhone, kullanıcı deneyimi, performans ve tasarım açısından sıkça öne çıkan bir cihaz olarak dikkat çekiyor. Peki, iPhone’u diğer telefonlardan daha iyi yapan özellikler neler? İşte kapsamlı bir değerlendirme

1. Yazılım ve Donanım Uyumu

iPhone, Apple’ın geliştirdiği iOS işletim sistemi ile tam bir uyum içinde çalışır. Bu entegrasyon, cihazın performansını optimize ederek kullanıcı deneyimini eşsiz bir seviyeye taşır. Ayrıca, iPhone kullanıcıları uzun yıllar boyunca yazılım güncellemelerine erişerek cihazlarını güncel tutabilir.

2. Üstün Tasarım ve Malzeme Kalitesi

Apple, tasarımda minimalizm ve şıklığı bir araya getirir. iPhone’larda kullanılan dayanıklı malzemeler, cihazın hem estetik hem de uzun ömürlü olmasını sağlar. Alüminyum çerçeve, paslanmaz çelik ve yüksek kaliteli cam bu tasarımı destekler.

3. Performans Gücü

Apple’ın geliştirdiği A serisi işlemciler, piyasadaki en güçlü çipler arasında yer alır. Bu işlemciler, oyun oynama, video düzenleme veya günlük kullanım gibi pek çok alanda üstün performans sunar. Ayrıca, iPhone’lar zamanla performans kaybı yaşamayan cihazlar olarak bilinir.

4. Kamera Teknolojisi

iPhone’un kamera sistemleri, kullanıcıların gerçeğe en yakın fotoğraf ve videolar çekmesine olanak tanır. Özellikle Dolby Vision HDR desteği ile video çekiminde fark yaratır. Ayrıca, iPhone kameraları genellikle düşük ışık koşullarında dahi kaliteli sonuçlar verir.

5. Apple Ekosistemi

iPhone, diğer Apple cihazlarıyla (iPad, MacBook, Apple Watch) sorunsuz bir şekilde çalışır. AirDrop ile hızlı dosya transferi, iCloud üzerinden veri senkronizasyonu ve Handoff gibi özellikler, Apple kullanıcılarının işlerini kolaylaştırır.

6. Güvenlik ve Gizlilik

Apple, kullanıcı verilerinin korunmasına büyük önem verir. iPhone’larda uygulama izleme şeffaflığı, şifreleme sistemleri ve güvenlik güncellemeleri ile veriler güvende tutulur.

7. Kullanıcı Dostu Arayüz

iOS işletim sistemi, basit ve sezgisel bir kullanım sunar. Teknolojiyle fazla haşır neşir olmayan kullanıcılar bile iPhone’un arayüzünü rahatlıkla kullanabilir. Ayrıca, App Store’daki uygulamaların güvenliği ve kalitesi, kullanıcı deneyimini artırır.

8. Müşteri Hizmetleri

Apple, müşteri desteği konusunda oldukça güçlüdür. Geniş servis ağı ve hızlı çözümler, kullanıcı memnuniyetini artırır. Ayrıca, Apple Store’lar üzerinden profesyonel teknik destek almak mümkündür.

9. İkinci El Değeri

iPhone, uzun vadede değer kaybetmeyen bir cihazdır. İkinci el piyasasında yüksek talep gören modeller, diğer telefonlara göre avantaj sağlar.

Sonuç

iPhone’un üstün performansı, tasarımı, güvenliği ve uzun ömürlü yapısı, onu diğer telefonlardan ayıran temel özelliklerdir. Ancak kişisel tercih ve ihtiyaçlar bu kararı etkileyebilir. iPhone’un sunduğu avantajlar, premium bir cihaz arayan kullanıcılar için eşsiz bir deneyim sunar.

28.11.2024

Türkiye dolaşan sahte dolarlar ile alakalı durum nedir? Sahte dolar nasıl anlaşılır?


Son dönemde Türkiye'de sahte dolar vakalarında belirgin bir artış gözlemlenmektedir. Özellikle 50 ve 100 dolarlık banknotlar, kalpazanların hedefi haline gelmiş ve piyasaya sürülmüştür. Bu sahte paraların tespit edilmesi, profesyonelce hazırlanmış olmaları nedeniyle oldukça zordur; hatta bazı para sayma makineleri ve mor ışık cihazları bile bu sahte paraları ayırt edememektedir.

Türkiye Bankalar Birliği (TBB), bankalara gönderdiği uyarı yazısında, sahte 50 dolarlık banknotlarla dolandırıcılık girişimlerinin arttığını belirtmiştir. Bu durum, bankaların ve döviz bürolarının daha dikkatli olmasını gerektirmektedir. Özellikle İstanbul Kapalıçarşı gibi yoğun döviz işlemlerinin yapıldığı bölgelerde, sahte dolarların piyasaya sürülme girişimleri artmıştır.

Sahte dolarların Türkiye'ye genellikle Güneydoğu sınırından kaçak yollarla sokulduğu ve toplam tutarın milyar doları aşabileceği tahmin edilmektedir. Bu sahte paralar, profesyonel yöntemlerle üretildiğinden, gerçeğinden ayırt edilmesi oldukça güçtür.

Sahte Dolarları Tespit Etmek İçin Dikkat Edilmesi Gerekenler:

  1. Kağıt Kalitesi ve Dokusu: Gerçek doların kağıdı kendine özgü bir dokuya sahiptir. Parayı elinizle kontrol ederek farklı bir his olup olmadığını anlayabilirsiniz.

  2. Güvenlik Şeritleri ve Su İşaretleri: Dolar banknotlarında bulunan güvenlik şeritleri ve su işaretleri ışığa tutulduğunda net bir şekilde görülmelidir. Sahte paralarda bu detaylar eksik veya bulanık olabilir.

  3. Renk Değiştiren Mürekkep: Gerçek doların ön yüzündeki sağ alt köşede bulunan rakam, ışığa göre renk değiştirir. Bu özelliği kontrol edin.

  4. Kabartma Baskı: Gerçek doların bazı bölümlerinde kabartma baskı bulunur. Parmaklarınızla bu kabartmaları hissedebilirsiniz.

  5. Seri Numaraları: Banknot üzerindeki seri numaraları düzgün hizalanmış ve aynı renkte olmalıdır. Farklılıklar sahte olabileceğini gösterir.

  6. Mor Işık Kontrolü: Özel mor ışık altında gerçek doların bazı bölgeleri parlamalıdır. Ancak, bazı sahte paralar bu testi geçebildiğinden, tek başına yeterli bir yöntem değildir.

  7. Güvenilir Kaynaklardan Alışveriş: Döviz alım-satım işlemlerinizi sadece bankalar veya yetkili döviz büroları üzerinden gerçekleştirin. Tanımadığınız kişilerden veya merdiven altı yerlerden döviz almayın.

 Aşağıda, sahte dolarları algılamak için kullanılabilecek ek yöntemler bulunmaktadır:

1. UV (Mor Işık) ve IR (Kızılötesi) Kontrol

  • UV Işık: Gerçek doların belirli bölgeleri UV ışık altında parlamalıdır. Sahte paralarda bu özellik genellikle bulunmaz veya yanlıştır.
  • IR Kamera: Bazı banknotlarda kızılötesi algılayıcılarla görülebilecek gizli işaretler vardır. Bu özellik, özellikle daha profesyonel para kontrol makinelerinde kullanılır.

2. Mikroskop veya Büyüteç ile İnceleme

  • Mikroyazılar: Gerçek dolarların üzerinde çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük yazılar bulunur. Bu yazılar büyüteçle kolayca tespit edilebilir.
  • Desen ve Çizgiler: Banknot üzerindeki desen ve çizgilerin netliği, sahte olup olmadığını anlamada yardımcıdır. Sahte paralarda bu detaylar genellikle bulanık veya pikselli olur.

3. Isı Testi

  • Isıya Duyarlı Mürekkep: Gerçek doların bazı bölgelerindeki mürekkepler, ısı ile renk değiştirme özelliğine sahiptir. Sahte paralarda bu özellik yoktur.

4. Su Testi

  • Sahte paralar genellikle normal kağıttan yapıldığından, suya maruz kaldıklarında mürekkep akabilir veya kağıt zarar görebilir. Gerçek dolar özel pamuk ve keten karışımı bir materyalden yapıldığı için sudan etkilenmez.

5. Doku Testi

  • Elle İnceleme: Gerçek dolar, sıradan kağıttan daha lifli ve dayanıklı bir his verir. Sahte paralarda kullanılan kağıt genellikle daha ince veya düz bir yapıya sahiptir.

6. Ses Testi

  • Doları kıvırdığınızda çıkan ses de bir göstergedir. Gerçek dolar, özel kağıt yapısı sayesinde çıtırtılı bir ses çıkarır. Sahte paralarda bu ses genellikle daha yumuşak olur.

7. Manyetik Mürekkep Testi

  • Gerçek doların baskısında manyetik mürekkep kullanılır. Özel cihazlarla bu mürekkebin varlığı test edilebilir. Sahte paralarda bu özellik eksiktir.

8. Profesyonel Para Kontrol Kalemi

  • Para kontrol kalemleri doların kağıdının orijinal olup olmadığını test etmek için kullanılabilir. Kalemle yapılan işaretin rengi, kağıdın gerçekliğini gösterir.

9. Yüksek Çözünürlüklü Tarayıcı ile İnceleme

  • Sahte dolarlar, yüksek çözünürlükte tarandığında mikro yazılar ve desenlerdeki farklılıklar daha net görülebilir. Bu yöntem özellikle uzmanlar tarafından tercih edilir.

10. Uzman Değerlendirmesi

  • Eğer paranın sahte olduğundan şüphe ediyorsanız, bir bankaya veya yetkili bir finans kuruluşuna başvurarak uzman değerlendirmesi talep edebilirsiniz.

Bu yöntemler, sahte paraların tespit edilmesinde oldukça etkili olabilir. Ancak her durumda dikkatli ve şüpheci davranmak, olası dolandırıcılık girişimlerinden korunmanıza yardımcı olur.

Unutmayın, sahte paralarla karşılaşmamak için dikkatli ve bilinçli olmak esastır. Şüpheli bir durumla karşılaştığınızda, en yakın polis merkezine veya bankaya başvurmanız önemlidir.

Sosyal medyada ve internette dolaşan para sayma makilerinin kontrollerinden kolayca geçtiği iddia edilen videoları çok fazla yayılıyor. 

Bunu doğrulayan haber kanallarının linkleri aşağıdadır.

https://www.youtube.com/watch?v=qmqCTCofBl4

https://www.youtube.com/watch?v=ogE7K2vVc7I

https://www.youtube.com/watch?v=S8T2NTegOPE

https://www.youtube.com/watch?v=uMGwMUditMc

https://www.youtube.com/watch?v=fKpE3rOoITM

https://www.youtube.com/watch?v=TuLBHKfkVVI&t=387s


26.11.2024

Yapay zeka daha önce düşünülenden dört kat daha fazla su kullanıyor

Yapay zekâ teknolojileri, hayatımızın pek çok alanında devrim yaratırken, çevresel etkileri de giderek daha fazla tartışılmaktadır. Özellikle yapay zekâ uygulamalarının su tüketimi, beklenenden çok daha yüksek seviyelere ulaşmıştır.

Yapay Zekâ ve Su Tüketimi

Yapay zekâ modellerinin eğitimi ve çalıştırılması, büyük miktarda enerji ve su tüketimini gerektirir. Veri merkezlerinde kullanılan sunucuların     
aşırı ısınmasını önlemek için soğutma sistemleri devreye girer ve bu sistemler genellikle su kullanır. Örneğin, popüler yapay zekâ sohbet robotu ChatGPT'nin her 20-50 soru-cevap oturumu için yaklaşık yarım litre su tükettiği belirtilmektedir. (NTV)

Çevresel Etkiler ve Endişeler

Yapay zekâ uygulamalarının su tüketimi, küresel su kaynakları üzerindeki baskıyı artırmaktadır. Google'ın ABD'deki veri merkezlerinde 2021 yılında soğutma işlemleri için 12,7 milyar litre tatlı su tükettiği rapor edilmiştir. (Milliyet)

Bu durum, su kaynaklarının sürdürülebilirliği konusunda ciddi endişelere yol açmaktadır.

Sürdürülebilir Çözümler

Yapay zekâ teknolojilerinin çevresel etkilerini azaltmak için çeşitli adımlar atılabilir:

  • Verimli Soğutma Sistemleri: Veri merkezlerinde su tüketimini minimize eden yenilikçi soğutma teknolojilerinin kullanılması.

  • Yenilenebilir Enerji Kaynakları: Yapay zekâ uygulamalarının enerji ihtiyacının yenilenebilir kaynaklardan karşılanması.

  • Model Optimizasyonu: Daha az enerji ve su tüketen yapay zekâ modellerinin geliştirilmesi.

Sonuç

Yapay zekâ teknolojileri, sundukları faydaların yanı sıra çevresel etkileriyle de dikkat çekmektedir. Su tüketimi konusundaki bu beklenmedik artış, sürdürülebilirlik açısından önemli bir sorunu işaret etmektedir. Bu nedenle, yapay zekâ uygulamalarının geliştirilmesi ve kullanımı sırasında çevresel etkilerin göz önünde bulundurulması ve gerekli önlemlerin alınması büyük önem taşımaktadır. 

Ayrıca korkulan oldu yapay zeka yoldan çıktı kendisi gibi çok su tüketen canlıları yok etme planı da yapabilir mi? Güzel bir bilim kurgu filmi konusu olmaz mı?

20.11.2024

Apple ve Endonezya: iPhone 16 Yasağı ve Yatırım Hamlesi

Apple, dünya genelinde teknoloji dünyasını şekillendiren bir marka olarak, pazara erişim engelleriyle zaman zaman karşı karşıya kalabiliyor. Endonezya hükümetinin iPhone 16 ve Apple Watch Series 10 modellerine uyguladığı satış yasağı, bu durumlardan biri olarak öne çıkıyor. Bu blog yazısında, yasağın sebepleri, Apple’ın çözüm arayışları ve bu durumun küresel teknoloji sektörüne olası etkilerini ele alacağım.

Endonezya’nın Yerel İçerik Şartı

Endonezya, teknoloji ürünleri için ilginç bir düzenleme politikası uyguluyor. Ülkede satılacak akıllı telefonların en az %40 oranında yerel içerik barındırması gerekiyor. Bu şart, yalnızca cihazların donanımını değil, yazılım ve üretim süreçlerini de kapsıyor. Apple, geçmişte 109 milyon dolarlık bir yatırım taahhüdünde bulunmasına rağmen, bu rakamın 95 milyon dolarını hayata geçirmiş durumda. Eksik kalan bu miktar, hükümetin iPhone 16 modellerine satış izni vermemesine yol açtı.

Apple’ın Çözüm Önerisi

Apple, yasağı kaldırmak adına Endonezya’ya ek olarak 10 milyon dolarlık bir yatırım yapmayı planlıyor. Bu yatırım, Yageo Corporation iş birliğiyle Bandung şehrinde bir fabrika kurulmasını içeriyor. Planlanan bu tesis, Apple cihazları için aksesuar ve bileşen üretimi yaparak yerel içerik oranını artırmayı hedefliyor. Ancak, hükümetin bu ek yatırımı yeterli bulup bulmayacağı henüz belirsizliğini koruyor.

Endonezya Pazarı Neden Önemli?

Endonezya, 270 milyonu aşan nüfusu ve 350 milyondan fazla aktif cep telefonu kullanıcısıyla teknoloji şirketleri için büyük bir pazar. Apple’ın bu pazardaki varlığını sürdürmesi, şirketin küresel büyüme stratejileri açısından kritik önem taşıyor. Bu sebeple, Endonezya hükümetinin taleplerine uyum sağlama çabaları dikkat çekiyor.

Küresel Yansımalar

Endonezya’nın yerel içerik politikasına uymayan yalnızca Apple değil. Google’ın Pixel serisi cihazları da benzer bir sebepten dolayı Endonezya pazarına giremiyor. Bu durum, teknoloji devlerinin ulusal regülasyonlara uyum sağlama gerekliliğini yeniden gündeme taşıyor.

Sonuç

Apple’ın Endonezya’daki yasağı aşmak için yaptığı yatırım hamlesi, teknoloji sektöründe ülkeler arası düzenlemelerin önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Apple’ın bu süreçte atacağı adımlar, diğer teknoloji devleri için de yol gösterici olabilir. Endonezya örneği, global şirketlerin yerel pazarlara uyum sağlama yeteneğinin, küresel başarılarının bir parçası olduğunu gösteriyor.

Bu yazı, hem Apple'ın Endonezya'daki durumu hem de uluslararası regülasyonların teknoloji sektörüne etkileri hakkında bir perspektif sunuyor. Sizce Apple'ın bu yatırımı Endonezya hükümetini ikna etmeye yeterli olacak mı? Yorumlarınızı paylaşmayı unutmayın!

19.11.2024

Dijital Türk Lirası Nedir?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), dijital dönüşüm hedefleri doğrultusunda Dijital Türk Lirası (DTL) projesini başlatmıştır. Dijital Türk Lirası, fiziksel paranın dijital formunu temsil eden yenilikçi bir ödeme aracı olarak karşımıza çıkmaktadır. Peki, Dijital Türk Lirası nedir, hangi avantajları sunar ve 2025 yılı itibarıyla hangi gelişmeler bizi bekliyor?

Dijital Türk Lirası Nedir?

Dijital Türk Lirası, TCMB tarafından geliştirilen ve mevcut Türk lirasının dijital formu olan bir merkez bankası dijital para birimidir (CBDC). DTL, finansal kapsayıcılığı artırmayı, kesintisiz ödeme altyapısı sunmayı ve dijital ekonomiye entegrasyonu kolaylaştırmayı hedefler.

Bu dijital para birimi, yalnızca bireylerin değil, kurumların ve işletmelerin de günlük finansal işlemlerini daha hızlı ve güvenli bir şekilde gerçekleştirmesini sağlar.

Dijital Türk Lirası’nın Öne Çıkan Özellikleri

  • Finansal Kapsayıcılık: Bankacılık hizmetlerine erişimi olmayan bireylerin sisteme dahil edilmesini kolaylaştırır.
  • Çevrimdışı Ödeme İmkânı: İnternet bağlantısının olmadığı bölgelerde bile işlemlerin sorunsuz yapılmasına olanak tanır.
  • Akıllı Sözleşmeler: Belirli şartlara bağlı ödemelerin otomatik gerçekleşmesini sağlar.
  • Güvenlik ve Gizlilik: Kullanıcıların verilerini korumak için ileri düzey şifreleme yöntemleri kullanılır.

Dijital Türk Lirası ile Kripto Para Arasındaki Farklar

Dijital Türk Lirası, TCMB tarafından desteklenen ve yasal çerçeveye sahip bir dijital para birimidir. Kripto paralardan farklı olarak merkezi bir yapıya sahiptir ve devlet güvencesi altındadır. Bu yönüyle, güvenilir bir ödeme aracı olarak öne çıkar.

2025’te Dijital Türk Lirası’nda Beklenen Yenilikler

2025 yılı, Dijital Türk Lirası’nın ikinci faz çalışmaları için kritik bir dönüm noktası olacak. Aşağıda bu çalışmalara dair detayları bulabilirsiniz:

  1. Yeni Katılımcılar ve Genişletilmiş Testler: Dijital Türk Lirası İş Birliği Platformu’na yeni katılımcılar eklenecek ve daha geniş kapsamlı pilot testler yapılacak.
  2. Çevrimdışı Ödeme Geliştirmeleri: Doğal afet gibi olağanüstü durumlarda kesintisiz finansal işlemlerin sağlanması hedefleniyor.
  3. Hukuki Altyapının Güçlendirilmesi: Dijital paranın yasal çerçevesini belirlemek üzere düzenlemeler tamamlanacak.
  4. Programlanabilir Ödemeler: İşletmeler ve bireyler için özelleştirilebilir ödeme sistemleri hayata geçirilecek.

Dijital Türk Lirası’nın Türkiye İçin Önemi

Dijital Türk Lirası, Türkiye’nin dijital ekonomiye entegrasyon sürecinde kritik bir rol oynamaktadır. Bu proje, yalnızca finansal sistemde değil, genel ekonomik yapıda da bir dönüşümü temsil etmektedir. Kullanıcıların güvenli, hızlı ve yenilikçi ödeme yöntemlerine ulaşmasını sağlamak, TCMB’nin bu alandaki en önemli hedeflerinden biridir.

Sonuç olarak, Dijital Türk Lirası projesi, Türkiye’nin finansal teknolojilerdeki yerini güçlendirecek ve dijital ekonomiye uyum sürecini hızlandıracaktır.

18.11.2024

WhatsApp Topluluk Nedir?

WhatsApp, kullanıcı deneyimini sürekli geliştiren bir mesajlaşma platformu olarak, 2022 yılında "Topluluklar" özelliğini tanıttı. Bu özellik, benzer ilgi alanlarına sahip grupları tek bir çatı altında toplayarak iletişimi daha düzenli ve etkili hale getirmeyi amaçlıyor.

WhatsApp Topluluklarının Temel Özellikleri:

  • Birden Fazla Grubu Birleştirme: Topluluklar, farklı grupları tek bir yapı altında toplayarak, kullanıcıların ilgili tüm sohbetlere kolayca erişmesini sağlar.

  • Duyuru Grubu: Yöneticiler, topluluğun tamamına önemli bilgileri iletmek için özel bir duyuru grubu oluşturabilir.

  • Gelişmiş Yönetici Kontrolleri: Yöneticiler, topluluğa hangi grupların ve kullanıcıların dahil edileceğini belirleyebilir, böylece daha kontrollü bir iletişim ortamı oluşturabilir.

  • Gizlilik ve Güvenlik: WhatsApp, topluluklardaki tüm mesajların uçtan uca şifreleme ile korunduğunu belirterek, kullanıcıların güvenliğini ön planda tutar.

WhatsApp Toplulukları Nasıl Kullanılır?

Topluluklar özelliğini kullanmak için aşağıdaki adımları izleyebilirsiniz:

  1. WhatsApp'ı Güncelleyin: Öncelikle, uygulamanızın en son sürümünü kullandığınızdan emin olun.

  2. Topluluklar Sekmesine Erişin: Android cihazlarda sohbetlerin üst kısmında, iOS cihazlarda ise alt kısımda bulunan "Topluluklar" sekmesine dokunun.

  3. Yeni Topluluk Oluşturun: "Yeni Topluluk Oluştur" seçeneğini seçerek topluluğunuza bir ad ve açıklama ekleyin.

  4. Grupları Ekleyin: Mevcut gruplarınızı topluluğa ekleyebilir veya yeni gruplar oluşturabilirsiniz.

  5. Duyuru Grubu Oluşturun: Tüm topluluk üyelerine ulaşmak için bir duyuru grubu ekleyin.

WhatsApp Topluluklarının Avantajları:

  • Daha Düzenli İletişim: Farklı grupları tek bir yapı altında toplayarak, bilgi kirliliğini önler ve iletişimi daha düzenli hale getirir.

  • Kolay Erişim: Kullanıcılar, ilgili oldukları tüm gruplara tek bir yerden erişebilir.

  • Etkili Yönetim: Yöneticiler, topluluğun yapısını ve içeriğini daha etkili bir şekilde kontrol edebilir.

WhatsApp Topluluklar özelliği, özellikle okullar, iş yerleri, mahalleler veya ortak ilgi alanlarına sahip gruplar için ideal bir çözümdür. Bu özellik sayesinde, iletişim daha organize ve etkili bir şekilde gerçekleştirilebilir.


15.11.2024

Mobil ağlar sanıldığı kadar güvenli mi? SS7 protokolü nedir?

SS7 (Signaling System No. 7), 1970'lerde geliştirilen ve günümüzde de telekomünikasyon ağlarının temelini oluşturan bir sinyalizasyon protokolüdür. Bu protokol, telefon çağrılarının kurulumu, sonlandırılması, SMS gönderimi ve dolaşım hizmetleri gibi birçok kritik işlevi yönetir. Ancak, SS7'nin tasarlandığı dönemde güvenlik önlemleri bugünkü kadar gelişmiş olmadığından, protokol çeşitli güvenlik açıklarına sahiptir.

SS7’nin Temel Özellikleri

  • Çağrı Kurulumu ve Yönetimi: SS7, telefon görüşmeleri sırasında çağrıların kurulumu, yönetimi ve sonlandırılmasını sağlar.
  • Metin Mesajlaşma (SMS): SMS gönderimi ve teslimat işlemleri SS7 aracılığıyla gerçekleştirilir.
  • Arama Yönlendirme: Mobil cihazların farklı ağlara geçişinde aramaların doğru bir şekilde yönlendirilmesi için kullanılır.
  • Abone Hizmetleri: Numara taşınabilirliği, çağrı bekletme ve çağrı yönlendirme gibi hizmetleri destekler.
  • Hız ve Güvenilirlik: SS7, veri alışverişinde düşük gecikme ve yüksek güvenilirlik sunar.

SS7’nin Çalışma Prensibi

SS7, bir ağ içindeki iletişim için Signal Transfer Point (STP), Service Switching Point (SSP) ve Service Control Point (SCP) gibi bileşenlerden oluşur. Bu bileşenler, çağrı sinyallerinin doğru bir şekilde yönlendirilmesini ve işlenmesini sağlar.
  • Signal Transfer Point (STP): Mesajların ağdaki doğru hedefe yönlendirilmesi için kullanılan bir anahtar düğümdür.
  • Service Switching Point (SSP): Çağrıların başlaması ve sonlandırılması gibi işlemleri gerçekleştiren düğümdür.
  • Service Control Point (SCP): Akıllı ağ hizmetleri için veri tabanı sorgularını işleyen düğümdür.

SS7 Protokolünün Güvenlik Açıkları ve Saldırı Yöntemleri

SS7 Protokolünün Güvenlik açıklardan faydalanarak SS7 ağına sızmayı başaran saldırganlar aşağıdaki yöntemlerle kullanıcıların iletişimlerini hedef alırlar.

  • Çağrı ve SMS Dinleme: Saldırganlar, SS7 ağındaki zayıflıkları kullanarak kullanıcıların telefon görüşmelerini ve SMS mesajlarını izleyebilir kayıt altına alabilir. Kullanıcının haberi olmadan telefon hatlarını kendine yönlendirebilir. Bu durum, kişisel ve finansal bilgilerin ifşa olmasına yol açabilir.
  • Konum Takibi: SS7 protokolü üzerinden, saldırganlar kullanıcıların gerçek zamanlı konum bilgilerini elde edebilirler. Bu, bireylerin fiziksel hareketlerinin izlenmesine ve gizliliklerinin ihlal edilmesine neden olur. 
  • Kimlik Doğrulama Atlatma: Birçok çevrimiçi hizmet, iki faktörlü kimlik doğrulama için SMS tabanlı kodlar kullanır. SS7 açıkları sayesinde, saldırganlar bu kodları ele geçirerek hesaplara yetkisiz erişim sağlayabilirler.

SS7 Saldırılarına Karşı Alınabilecek Önlemler

Kullanıcılar ve hizmet sağlayıcılar, SS7 protokolündeki güvenlik açıklarına karşı aşağıdaki önlemleri alarak korunabilirler:

  • Şifreli İletişim Uygulamaları Kullanın: WhatsApp, Signal, Telegram gibi uçtan uca şifreleme sunan mesajlaşma ve arama uygulamalarını tercih edin. Bu sayede, iletişimlerinizin üçüncü şahıslar tarafından izlenmesi zorlaşır.
  • İki Faktörlü Kimlik Doğrulama Yöntemlerini Gözden Geçirin: SMS tabanlı doğrulama yerine, kimlik doğrulama uygulamaları veya donanım tabanlı güvenlik anahtarları kullanın. Bu yöntemler, SS7 açıklarından etkilenmez.
  • Güncellemeleri Takip Edin: Mobil operatörünüzün ve cihazınızın güvenlik güncellemelerini düzenli olarak kontrol edin ve uygulayın. Bu, bilinen güvenlik açıklarının kapatılmasına yardımcı olur.
  • Şüpheli Mesaj ve Aramalara Dikkat Edin: Bilinmeyen numaralardan gelen arama ve mesajlara karşı temkinli olun. Kişisel bilgilerinizi paylaşmadan önce doğrulama yapın.
  • Mobil Operatörünüzle İletişime Geçin: Operatörünüzden, SS7 protokolündeki güvenlik açıklarına karşı hangi önlemleri aldıklarını öğrenin ve ek güvenlik hizmetleri talep edin.
  • SIM Swap Koruması: Operatörünüzden SIM kart değişikliklerine karşı ek güvenlik doğrulaması yapmalarını isteyin. 

SS7 protokolündeki güvenlik açıkları, kullanıcıların iletişim güvenliğini tehdit etmektedir. SS7 ağına sızma, genellikle zayıf güvenlik önlemleri ve yetersiz kimlik doğrulama mekanizmalarından kaynaklanır. Bu saldırılar, bireylerin gizliliğini ve finansal güvenliğini ciddi şekilde tehdit eder. Telekomünikasyon operatörlerinin güvenlik önlemlerini artırması, bireysel kullanıcıların ise güvenlik bilinciyle hareket etmesi bu tehditlere karşı etkili bir koruma sağlayabilir. Teknolojinin hızla geliştiği günümüzde, bireysel ve kurumsal düzeyde güvenlik farkındalığını artırmak büyük önem taşımaktadır.

Konu ile alakalı Siber Güvenlik Uzmanı Elçin Biren hazırladığı videoyu incelemenizi tavsiye ederim.

12.11.2024

Aflatoksin Nedir ve Zararları Nelerdir?

Aflatoksinler, Aspergillus flavus ve Aspergillus parasiticus gibi bazı küf mantarları tarafından üretilen toksik maddelerdir. Bu toksinler, özellikle sıcak ve nemli ortamlarda yetişen tahıl, kuruyemiş ve baharat gibi gıdalarda bulunabilir. Aflatoksinler, insan ve hayvan sağlığı üzerinde ciddi olumsuz etkilere sahiptir.

Aflatoksinlerin Sağlık Üzerindeki Etkileri

Aflatoksinler, özellikle karaciğer üzerinde toksik etki gösterir ve uzun süreli maruziyet, karaciğer kanseri riskini artırabilir. Ayrıca, bağışıklık sistemini zayıflatarak enfeksiyonlara karşı direnci azaltabilir ve büyüme geriliğine neden olabilir. Yüksek dozda aflatoksine maruz kalmak, akut zehirlenmelere yol açarak karaciğer yetmezliği ve ölümle sonuçlanabilir.

Aflatoksin İçerebilecek Gıdalar

Aflatoksinler, özellikle aşağıdaki gıdalarda bulunabilir:

  • Yer fıstığı ve yer fıstığı ürünleri
  • Mısır ve mısır ürünleri
  • Badem, fındık, Antep fıstığı gibi kuruyemişler
  • Buğday, arpa, pirinç gibi tahıllar
  • Kırmızı biber, karabiber, zerdeçal gibi baharatlar

Aflatoksin Maruziyetini Azaltmak İçin Alınabilecek Önlemler

Aflatoksinlerin zararlı etkilerinden korunmak için aşağıdaki önlemler alınabilir:

  1. Gıdaların Uygun Koşullarda Saklanması: Gıdaları serin, kuru ve iyi havalandırılan ortamlarda saklayarak küf oluşumunu engelleyin.
  2. Hasat Sonrası İşlemler: Ürünleri hasat sonrası hızla kurutarak nem oranını düşürün ve küf gelişimini önleyin.
  3. Düzenli Kontroller: Gıda ürünlerini düzenli olarak küf ve aflatoksin varlığı açısından kontrol edin.
  4. İyi Tarım Uygulamaları: Tarım ürünlerinin yetiştirilmesi sırasında uygun tarım teknikleri kullanarak küf kontaminasyonunu en aza indirin.
  5. Güvenilir Kaynaklardan Alışveriş: Gıda ürünlerini güvenilir ve denetlenen kaynaklardan temin edin.

Dubai Çikolatası ve Aflatoksin Riski

Son dönemde popüler hale gelen Dubai çikolatası, içeriğinde kullanılan Antep fıstığı nedeniyle aflatoksin riski taşıyabilir. Antep fıstığı, uygun olmayan saklama koşullarında küf gelişimine ve dolayısıyla aflatoksin oluşumuna yatkındır. Bu nedenle, Dubai çikolatası tüketirken güvenilir üreticilerden temin etmeye ve ürünün tazeliğine dikkat etmek önemlidir.

Aflatoksinler, gıda güvenliği açısından büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Bu nedenle, hem üreticilerin hem de tüketicilerin bilinçli olması ve gerekli önlemleri alması hayati önem taşımaktadır.


Türkiye'de Kayıt Dışı Cep Telefonları 2025 Yılında IMEI Kayıt Ücreti 45.614 TL

Türkiye'de son yıllarda hızla artan kayıt dışı cep telefonu kullanımı, ciddi vergi kayıplarına yol açarak ekonomik dengeyi sarsmaktadır. Kayıt dışı telefonların yarattığı 30 milyar TL’yi aşan vergi kaybı, yasal düzenlemelerin eksik kaldığı alanlarda karşımıza çıkıyor. Bu durum hem devletin gelir kaybına hem de yerli telefon sektöründe haksız rekabete yol açıyor.

Kayıt Dışı Telefonların Artış Sebepleri

Kayıt dışı cep telefonlarının artmasında birçok faktör rol oynamaktadır:

Yüksek vergi oranları: Telefonlara uygulanan vergi oranları bazı kullanıcıları alternatif yollara yönlendirmektedir.

Kaçak girişler: Özellikle yurt dışından getirilen telefonların kaydedilmemesi, kayıt dışı sayının artmasında önemli bir etkendir.

Ekonomik koşullar: Artan enflasyon ve ekonomik zorluklar, kullanıcıların daha ucuz ancak kayıt dışı cihazları tercih etmelerine yol açmaktadır.

Devletin Alabileceği Önlemler

Bu vergi kaybını önlemek adına devletin alabileceği bazı etkili önlemler mevcuttur:

Vergi İndirimi: Telefonlara uygulanan vergi oranlarının makul seviyelere çekilmesi, kullanıcıları kayıtlı telefon almaya teşvik edebilir.

Denetimlerin Artırılması: Gümrüklerde denetimlerin sıkılaştırılması ve ülkeye giren telefonların sıkı bir şekilde kayıt altına alınması önemlidir.

Dijital Takip Sistemleri: Kayıt dışı telefonların izlenmesini kolaylaştırmak için gelişmiş dijital takip sistemleri kullanılabilir.

Kayıt Dışı Telefonların Ekonomik Etkileri

Kayıt dışı telefonlar sadece vergi kaybına değil, aynı zamanda yerli telefon üreticilerinin de zarar görmesine neden olmaktadır. Bu durum, rekabetin sağlıklı bir şekilde sürdürülememesi ile sonuçlanmakta ve teknoloji sektöründe yerli üretimin önüne geçmektedir.

Netgsm Abonelerine Erişim Engeli: Turkcell BTK Kararını Neden Uygulamıyor?

Yazıyı hem Turkcell hemde Netgsm Operatörü kullanan son kullanıcı olarak yazıyorum. Edindiğim bilgiler Netgsm Operatörünün sosyal medya hesaplarındandır.

Türkiye’de telekomünikasyon sektöründe bir ilke tanıklık ediyoruz. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından alınan 25.10.2024 tarihli ve 2024/UK-ETD/412 sayılı Kurul Kararı’na rağmen, Turkcell, Netgsm abonelerine sağlamakla yükümlü olduğu baz istasyonu erişim hizmetini vermemektedir. Peki, bu durum neden yaşanıyor ve biz aboneler olarak ne tür hak ihlalleriyle karşı karşıyayız?

Netgsm: Türkiye’nin 4. GSM Operatörü

Netgsm, Türkiye’nin ilk Full MVNO (Sanal Mobil Şebeke Operatörü) olarak uygun fiyatlı iletişim hizmetleri sunmak amacıyla kurulmuş, BTK onaylı bir operatördür. Abonelerine kesintisiz ve uygun fiyatlı iletişim sağlama gayretiyle hizmet verirken, baz istasyonu erişimi için Turkcell ile çalışmaktadır.

BTK’nın 2024/UK-ETD/412 Sayılı Kararı ve Turkcell’in Uygulamadığı Yükümlülük

BTK, 25 Ekim 2024’te aldığı karar ile Turkcell’in Netgsm abonelerine baz istasyonu erişim hizmeti sağlamaya devam etmesi gerektiğini hükmetmiştir. Ancak Turkcell, bu karara uymayarak 5 Kasım 2024’ten sonra Netgsm’e yeni abone olanların baz istasyonuna erişimini engellemektedir. Bu engelleme, haberleşme özgürlüğümüzü sınırlarken Anayasa’nın 22. maddesi, Türk Ceza Kanunu’nun 124. maddesi ve BTK mevzuatına aykırılık teşkil etmektedir.

Vatandaşlar Olarak Ne Yapmalıyız?

Bu konuda biz abonelerin haklarını savunması, iletişim özgürlüğümüzü korumamız açısından oldukça önemlidir. Bu tür erişim engellerinin karşısında sesimizi duyurmak ve BTK’nın kararlarının uygulanması için gerekli mercilere şikayetlerimizi iletmek, mağduriyetimizin giderilmesine katkı sağlayacaktır.

Sonuç Olarak

Uygun fiyatlı iletişim hizmeti hakkımız, Turkcell’in tek taraflı bir engeliyle sınırlanamaz. BTK’nın düzenlemeleri ve alınan kararlar, vatandaşların bu hizmetlerden sorunsuz yararlanabilmesi içindir. Bizler de kullanıcılar olarak haklarımızın takipçisi olmalı ve yaşanan mağduriyeti gidermek adına bu durumu yetkililere bildirmeliyiz. Örnek CİMER Dilekçe si aşağıda yazılmıştır. 

Kaynaklar

https://x.com/NET_GSM/status/1855698522986684546

https://x.com/denetlecomtr/status/1856002911702036691


CİMER Dilekçe Örneği

T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER)

Konu: BTK’nın 25.10.2024 Tarihli 2024/UK-ETD/412 Sayılı Kararının Turkcell Tarafından Uygulanmaması Nedeniyle Netgsm Abonelerinin Mağduriyeti

Sayın Yetkili,

Türkiye’nin 4. GSM operatörü olarak faaliyet gösteren Netgsm abonesi olarak, BTK’nın 25.10.2024 tarihli ve 2024/UK-ETD/412 sayılı Kurul Kararı’nın Turkcell tarafından halen uygulanmaması nedeniyle ciddi bir mağduriyet yaşamaktayım. Bu durum, haberleşme özgürlüğümüzü doğrudan kısıtlamakta ve BTK mevzuatına aykırılık teşkil etmektedir.

Bilindiği üzere, BTK’nın belirlediği kararlara göre Turkcell’in, sanal mobil şebeke hizmeti sunan Netgsm’e, baz istasyonu erişim hizmeti vermesi zorunludur. Ancak Turkcell, BTK’nın bu açık kararına rağmen, 5 Kasım 2024 tarihinden sonra Netgsm’e yeni abone olanların baz istasyonu erişimini kısıtlamaktadır. Bu durum, Anayasa’nın 22. maddesi, Türk Ceza Kanunu’nun 124/1. maddesi ve BTK mevzuatına aykırı olup, vatandaşların uygun fiyatlı iletişim hizmetlerine erişimini engellemektedir.

İlgili operatörün ağır kusurlu bu eylemi nedeniyle, BTK İdari Yaptırımlar Yönetmeliği gereği idari para cezalarının uygulanması ve hukuk düzenine uymasının sağlanması, aksi takdirde yetkilendirmesinin feshi veya iptali için gerekli işlemlerin yapılması hususunda acil olarak gereğinin yapılmasını arz ederim. Bu mağduriyetin bir an önce giderilmesi ve vatandaşlar olarak iletişim özgürlüğümüzün korunmasını talep ediyorum. 

Yapay Zeka Nedir? Tarihçesi, Gelişimi ve Geleceği

Yapay Zeka (YZ), insan zekasını taklit eden teknolojiler için kullanılan bir terimdir. YZ, veri analizi, makine öğrenimi ve algoritmalarla çalışarak insan benzeri karar verme süreçlerini taklit eder. Yapay zeka teknolojisi, farklı alanlarda büyük bir dönüşüm yaratmaktadır ve günlük yaşantımızdan iş dünyasına kadar geniş bir etki alanına sahiptir.

Yapay Zeka’nın Tarihçesi

Yapay zekanın kökleri, modern bilgisayar bilimlerinin ortaya çıkışı ile birlikte, 1950'li yıllarda atılmıştır. 1956 yılında, Dartmouth Konferansı sırasında, bilim insanları yapay zeka kavramını resmi olarak ele aldılar. Bu konferans, modern yapay zekanın doğuşunu işaret etmektedir. O yıllarda, sınırlı işlem gücü ve veri eksikliği gibi nedenlerle yapay zekanın gelişimi yavaş bir süreç izledi. Ancak 1980'lerdeki bilgisayar işlem gücünün artması ve 2000'li yıllarda internetin yaygınlaşması, veri miktarının çoğalması ile yapay zekanın gelişimi hız kazandı.

Yapay Zeka Türleri

Dar Yapay Zeka: Belirli bir görevi yerine getirebilen, sınırlı bir kapasiteye sahip yapay zekadır. Örneğin, sanal asistanlar ve öneri sistemleri.

Genel Yapay Zeka: İnsan zekası gibi geniş bir yelpazede düşünme ve öğrenme kapasitesine sahip olmayı hedefleyen yapay zeka türüdür.

Üstün Yapay Zeka: İnsan zekasını aşan, bağımsız düşünme ve karar alma yeteneğine sahip olacak bir yapay zeka öngörüsüdür.

Yapay Zeka'nın Kullanım Alanları

- **Sağlık**: Hastalık teşhisi, tedavi önerileri ve hasta bakım süreçlerinde önemli rol oynar. Örneğin, Sağlık Bakanlığı bünyesindeki bazı araştırma merkezleri, kanser teşhisinde yapay zeka destekli sistemleri kullanarak erken teşhis oranlarını artırmayı hedeflemektedir.

- **Finans**: Kredi risk analizi, yatırım stratejileri ve müşteri destek süreçlerinde kullanılır.- **E-Ticaret ve Perakende**: Online alışveriş platformları, yapay zekayı kullanıcı alışkanlıklarını analiz ederek kişiselleştirilmiş öneriler sunmak için kullanmaktadır. Türkiye'de Trendyol ve Hepsiburada gibi büyük e-ticaret siteleri, müşteri davranışlarını analiz eden algoritmalar ve yapay zeka destekli öneri sistemleriyle kullanıcı deneyimini iyileştirmektedir.

- **Eğitim**: Kişiselleştirilmiş öğrenme deneyimleri sağlamak için kullanılmaktadır. Örneğin; Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından oluşturulan EBA platformu, özellikle pandemi döneminde öğrencilerin dijital eğitim ihtiyaçlarına yönelik önemli bir kaynak haline gelmiştir. Platform, öğrencilerin öğrenme hızlarına ve ilgi alanlarına göre içerik önerileri sunarak kişiselleştirilmiş bir eğitim deneyimi sağlamaktadır. Yapay zeka destekli analizlerle, öğrencilerin eksik olduğu konulara yönelik ek kaynaklar önerilmektedir.

- **Ulaşım**: Otonom araçlar ve trafik yönetimi sistemleriyle güvenli ve verimli ulaşım sağlar. Türkiye’de İstanbul Büyükşehir Belediyesi, şehir genelindeki trafik yoğunluğunu yönetmek için yapay zeka destekli trafik kontrol merkezleri kurmuştur.

- **Tarım**: Tarım sektöründe verimliliği artırmak ve kaynak kullanımını optimize etmek amacıyla yapay zeka sistemleri kullanılmaktadır. Türkiye'de akıllı tarım uygulamaları ile bitki sağlığını izlemek, hasat zamanını belirlemek ve zararlıları erken tespit etmek için yapay zeka tabanlı görüntü işleme teknikleri kullanılmaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı, bu alanda çeşitli projeler yürüterek çiftçilerin daha verimli üretim yapmalarını sağlamaktadır.

- **E-Ticaret ve Perakende**: Online alışveriş platformları, yapay zekayı kullanıcı alışkanlıklarını analiz ederek kişiselleştirilmiş öneriler sunmak için kullanmaktadır. Türkiye'de Trendyol ve Hepsiburada gibi büyük e-ticaret siteleri, müşteri davranışlarını analiz eden algoritmalar ve yapay zeka destekli öneri sistemleriyle kullanıcı deneyimini iyileştirmektedir.

Yapay Zeka’nın Gelecekteki Faydaları

Yapay zeka, gelecekte toplum ve iş dünyası için çeşitli avantajlar sunmaktadır:

- **Verimlilik Artışı**: Yapay zeka, görevlerin daha hızlı ve doğru bir şekilde yerine getirilmesine olanak tanır.

- **Sağlık Alanında Devrim**: Yapay zekanın teşhis süreçlerini hızlandırması, doktorlar için daha güvenilir veriler sunması beklenmektedir.

- **Eğitimde Kişiselleştirme**: Öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarına göre uyarlanmış öğrenim imkânları sağlanabilir.

- **Yeni İş Alanları**: Yapay zeka, yeni sektörlerin oluşmasını teşvik ederek ekonomik büyümeye katkı sağlayabilir.

Yapay Zeka’nın Olası Riskleri

Yapay zekanın geleceği, aynı zamanda bazı riskleri de beraberinde getirmektedir:

- **Gizlilik İhlalleri**: Kişisel verilerin yapay zeka tarafından toplanması, bireylerin gizliliği konusunda riskler yaratabilir.

- **İşsizlik Tehlikesi**: Özellikle belirli sektörlerde otomasyonun artmasıyla birlikte iş gücü kaybı yaşanabilir.

- **Etik ve Güvenlik Sorunları**: Yapay zekanın etik sınırlarının belirlenmesi ve güvenli kullanımı konusunda tartışmalar devam etmektedir.

- **Kontrol Sorunu**: Üstün yapay zeka geliştirilmesi halinde, kontrol mekanizmalarının yetersiz kalma riski bulunmaktadır.

Sonuç

Yapay zeka, geleceğin teknolojisi olarak toplumların gelişimini desteklemekte ve birçok sektörde devrim yaratmaktadır. Ancak, gelişiminin kontrollü ve etik bir çerçevede sürdürülmesi, potansiyel tehlikelerden korunmak adına son derece önemlidir. Yapay zeka, toplumlar için büyük fırsatlar sunduğu gibi, aynı zamanda beraberinde sorumluluklar ve zorluklar da getirmektedir.

#Yapay Zeka, #Yapay Zeka Tarihçesi, #YZ Faydaları, #YZ Riskleri, #Yapay Zeka Geleceği, #Teknoloji, #Etik ve #Yapay Zeka


8.11.2024

Siber Güvenlik: İnternet Kullanıcılarının Alması Gereken Temel Tedbirler

Dijital çağda internet, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Ancak bu dijital dünyada güvenliğimizi korumak her geçen gün daha zorlaşıyor. İnternette gezinirken bilinçli adımlar atmak, kişisel bilgilerinizi korumak ve siber saldırılardan kaçınmak için oldukça önemlidir. İşte her internet kullanıcısının siber güvenlik alanında alması gereken temel tedbirler:

1. Güçlü Şifreler Kullanın

  • Güçlü bir şifre, siber güvenliğin temelidir. Şifrelerinizi oluştururken:
  • Harf, rakam ve özel karakterler kullanarak karmaşık şifreler oluşturun.
  • Şifrelerinizin en az 10 karakter uzunluğunda olmasına özen gösterin.
  • Aynı şifreyi birden fazla hesapta kullanmayın.
  • Şifre yöneticileri kullanarak güçlü şifrelerinizi güvenle saklayabilirsiniz.

2. İki Faktörlü Kimlik Doğrulamayı Etkinleştirin

İki faktörlü kimlik doğrulama (2FA), hesabınıza erişimi daha güvenli hale getirir. Bu yöntem, oturum açarken bir şifreye ek olarak bir doğrulama kodu gerektirir. E-posta, sosyal medya ve bankacılık gibi önemli hesaplarınızda 2FA’yı etkinleştirin. Bu ek güvenlik adımı, bir şifrenin çalınması durumunda bile hesaplarınıza erişilmesini zorlaştıracaktır.

3. Güvenilir Olmayan Bağlantılara Tıklamaktan Kaçının

Siber saldırganlar, sahte bağlantılarla kullanıcıları oltaya düşürmeye çalışır. E-postalar, sosyal medya mesajları veya SMS yoluyla gelen ve tanımadığınız kaynaklardan gelen bağlantılara tıklamaktan kaçının. Phishing (oltalama) adı verilen bu saldırılarla, saldırganlar kişisel bilgilerinizi ele geçirebilir. Mesajın kaynağından emin değilseniz, bağlantıya tıklamadan önce doğrulama yapın.

4. Güncellemeleri İhmal Etmeyin

Cihazlarınızdaki yazılımları güncel tutmak, siber güvenlik için hayati önem taşır. Yazılım güncellemeleri, güvenlik açıklarını kapatmak ve cihazınızın performansını artırmak için yapılır. Özellikle işletim sistemi, tarayıcı ve antivirüs yazılımlarınızı düzenli olarak güncelleyin.

5. Güvenilir Antivirüs ve Güvenlik Yazılımları Kullanın

Antivirüs programları ve güvenlik yazılımları, bilgisayarınızı kötü amaçlı yazılımlardan korur. Güvenilir bir antivirüs programı edinerek düzenli taramalar yapın. Bu yazılımlar, şüpheli dosyaları algılayarak bilgisayarınıza zarar vermesini engelleyebilir.

6. Açık Wi-Fi Ağlarında Dikkatli Olun

Herkese açık Wi-Fi ağları, siber saldırganların en çok kullandığı yöntemlerden biridir. Açık Wi-Fi ağlarında oturum açarken kişisel bilgilerinizi paylaşmaktan kaçının ve bankacılık gibi hassas işlemler yapmayın. Mümkünse, bir VPN (sanal özel ağ) kullanarak bağlantınızı güvence altına alın.

7. Verilerinizi Yedekleyin

Dijital dünyada veri kayıpları ve saldırılar karşısında hazırlıklı olmak çok önemlidir. Önemli dosyalarınızı düzenli olarak harici bir diske veya bulut ortamına yedekleyin. Bu sayede, veri kaybı yaşadığınız durumlarda dosyalarınıza kolayca erişebilirsiniz.

8. Sosyal Medya Paylaşımlarınıza Dikkat Edin

Sosyal medyada fazla bilgi paylaşmak, kötü niyetli kişilerin hedefi haline gelmenize neden olabilir. Konum bilgisi, özel hayatla ilgili ayrıntılar gibi kişisel bilgileri herkese açık profillerde paylaşmaktan kaçının. Ayrıca, gizlilik ayarlarınızı gözden geçirerek sadece güvenilir kişilerle bağlantı kurmaya özen gösterin.

9. E-posta Eklerine Dikkat Edin

Tanımadığınız kişilerden gelen e-posta eklerini açarken dikkatli olun. Siber saldırganlar, zararlı yazılımları e-posta yoluyla gönderebilir. Ekleri açmadan önce gönderenin kimliğini doğrulayın ve şüpheli bir e-posta varsa e-posta sağlayıcınıza bildirerek açmayın.

10. Kişisel Bilgilerinizi Korumayı İhmal Etmeyin

İnternette kişisel bilgilerinizi koruma konusunda hassas olun. Kimlik numarası, banka bilgileri gibi bilgilerinizi yalnızca güvenilir sitelerde ve güvenli bağlantılarda paylaşın. Bir web sitesinin güvenli olup olmadığını kontrol etmek için tarayıcı adres çubuğundaki kilit simgesine dikkat edin.

11. VPN Kullanımı ve Potansiyel Riskleri

Bazı internet kısıtlamalarını aşmak için VPN (Sanal Özel Ağ) kullanımı yaygın olsa da, VPN kullanmanın da bazı riskleri vardır. Özellikle yasaklı veya kısıtlı içeriklere erişim için VPN kullanımı, ülkedeki yasalara aykırı olabilir ve cezai yaptırımlara yol açabilir. Ayrıca, güvenilir olmayan VPN hizmetleri, verilerinizi üçüncü taraflarla paylaşarak gizliliğinizi riske atabilir. Bu nedenle, VPN kullanmadan önce hem güvenilir bir hizmet seçmeye hem de ülkenizdeki yasal düzenlemelere uygun hareket etmeye özen gösterin. Güvenlik ve gizlilik açısından, her zaman güvenilir, ücretli ve tanınmış VPN hizmetlerini tercih etmek en doğrusudur.


Prompt Mühendisliği Nedir?

Günümüzde yapay zeka teknolojilerinin hızlı yükselişiyle birlikte “Prompt Mühendisliği” terimi giderek daha çok duyulmaya başlandı. 

Peki, bu terim ne anlama geliyor? Kısaca ifade etmek gerekirse, prompt mühendisliği, yapay zekaya belirli bir görevi en iyi şekilde yerine getirebilmesi için verilen talimatların hazırlanması sürecidir. Bu talimatlar, yapay zekanın ne tür bir çıktıyı nasıl üretmesi gerektiğini belirleyen bir dizi ipucundan oluşur.

Yapay zekayı etkin bir şekilde kullanmak isteyen herkes, iyi bir prompt yani talimat hazırlama becerisine sahip olmalıdır. Zira, yapay zekanın a verdiği yanıtların kalitesi, verilen talimatların açıklığı, doğruluğu ve netliği ile doğrudan ilişkilidir.

Prompt Mühendisliğinin Temel İlkeleri

Prompt mühendisliği sürecinde dikkate alınması gereken bazı temel ilkeler bulunmaktadır. Aşağıdaki maddeler, etkili bir prompt hazırlamanız için yol gösterici olacaktır:

  • Net ve Açık Olun: Talimatların açık, anlaşılır ve net olması önemlidir. Karmaşık cümlelerden kaçının, doğrudan ve sade bir dil kullanın.
  • Spesifik İsteklerde Bulunun: Yapay zekanın ne yapmasını istediğinizi net bir şekilde ifade edin. Genel istekler yerine, belirli detaylar verin.
  • Örnek Kullanın: Beklediğiniz yanıt formatına dair örnekler sunarak yapay zekanın yönünü belirleyin.
  • Deneme ve Yanılma: İdeal promptu bulmak için farklı talimatlar deneyin. Aynı görevi farklı promptlarla test etmek daha iyi sonuçlar almanızı sağlar.

Prompt Mühendisliğinin Önemi

Prompt mühendisliği, yapay zekanın günlük hayattaki kullanım alanlarının artmasıyla daha da önemli hale gelmektedir. 

Doğru hazırlanmış bir prompt, zamandan tasarruf sağlar, daha doğru sonuçlar üretir ve yapay zekadan en iyi şekilde yararlanmanızı sağlar. 

Özellikle iş dünyasında ve içerik üretiminde prompt mühendisliği, hızlı ve etkili çözümler sunarak süreçleri hızlandırır.

Sonuç olarak, prompt mühendisliği, yapay zeka uygulamalarını daha verimli kullanmak için gerekli bir yetenektir. İyi bir prompt hazırlayarak yapay zekanın gücünden en üst düzeyde faydalanabilirsiniz.