28.11.2024

Türkiye dolaşan sahte dolarlar ile alakalı durum nedir? Sahte dolar nasıl anlaşılır?


Son dönemde Türkiye'de sahte dolar vakalarında belirgin bir artış gözlemlenmektedir. Özellikle 50 ve 100 dolarlık banknotlar, kalpazanların hedefi haline gelmiş ve piyasaya sürülmüştür. Bu sahte paraların tespit edilmesi, profesyonelce hazırlanmış olmaları nedeniyle oldukça zordur; hatta bazı para sayma makineleri ve mor ışık cihazları bile bu sahte paraları ayırt edememektedir.

Türkiye Bankalar Birliği (TBB), bankalara gönderdiği uyarı yazısında, sahte 50 dolarlık banknotlarla dolandırıcılık girişimlerinin arttığını belirtmiştir. Bu durum, bankaların ve döviz bürolarının daha dikkatli olmasını gerektirmektedir. Özellikle İstanbul Kapalıçarşı gibi yoğun döviz işlemlerinin yapıldığı bölgelerde, sahte dolarların piyasaya sürülme girişimleri artmıştır.

Sahte dolarların Türkiye'ye genellikle Güneydoğu sınırından kaçak yollarla sokulduğu ve toplam tutarın milyar doları aşabileceği tahmin edilmektedir. Bu sahte paralar, profesyonel yöntemlerle üretildiğinden, gerçeğinden ayırt edilmesi oldukça güçtür.

Sahte Dolarları Tespit Etmek İçin Dikkat Edilmesi Gerekenler:

  1. Kağıt Kalitesi ve Dokusu: Gerçek doların kağıdı kendine özgü bir dokuya sahiptir. Parayı elinizle kontrol ederek farklı bir his olup olmadığını anlayabilirsiniz.

  2. Güvenlik Şeritleri ve Su İşaretleri: Dolar banknotlarında bulunan güvenlik şeritleri ve su işaretleri ışığa tutulduğunda net bir şekilde görülmelidir. Sahte paralarda bu detaylar eksik veya bulanık olabilir.

  3. Renk Değiştiren Mürekkep: Gerçek doların ön yüzündeki sağ alt köşede bulunan rakam, ışığa göre renk değiştirir. Bu özelliği kontrol edin.

  4. Kabartma Baskı: Gerçek doların bazı bölümlerinde kabartma baskı bulunur. Parmaklarınızla bu kabartmaları hissedebilirsiniz.

  5. Seri Numaraları: Banknot üzerindeki seri numaraları düzgün hizalanmış ve aynı renkte olmalıdır. Farklılıklar sahte olabileceğini gösterir.

  6. Mor Işık Kontrolü: Özel mor ışık altında gerçek doların bazı bölgeleri parlamalıdır. Ancak, bazı sahte paralar bu testi geçebildiğinden, tek başına yeterli bir yöntem değildir.

  7. Güvenilir Kaynaklardan Alışveriş: Döviz alım-satım işlemlerinizi sadece bankalar veya yetkili döviz büroları üzerinden gerçekleştirin. Tanımadığınız kişilerden veya merdiven altı yerlerden döviz almayın.

 Aşağıda, sahte dolarları algılamak için kullanılabilecek ek yöntemler bulunmaktadır:

1. UV (Mor Işık) ve IR (Kızılötesi) Kontrol

  • UV Işık: Gerçek doların belirli bölgeleri UV ışık altında parlamalıdır. Sahte paralarda bu özellik genellikle bulunmaz veya yanlıştır.
  • IR Kamera: Bazı banknotlarda kızılötesi algılayıcılarla görülebilecek gizli işaretler vardır. Bu özellik, özellikle daha profesyonel para kontrol makinelerinde kullanılır.

2. Mikroskop veya Büyüteç ile İnceleme

  • Mikroyazılar: Gerçek dolarların üzerinde çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük yazılar bulunur. Bu yazılar büyüteçle kolayca tespit edilebilir.
  • Desen ve Çizgiler: Banknot üzerindeki desen ve çizgilerin netliği, sahte olup olmadığını anlamada yardımcıdır. Sahte paralarda bu detaylar genellikle bulanık veya pikselli olur.

3. Isı Testi

  • Isıya Duyarlı Mürekkep: Gerçek doların bazı bölgelerindeki mürekkepler, ısı ile renk değiştirme özelliğine sahiptir. Sahte paralarda bu özellik yoktur.

4. Su Testi

  • Sahte paralar genellikle normal kağıttan yapıldığından, suya maruz kaldıklarında mürekkep akabilir veya kağıt zarar görebilir. Gerçek dolar özel pamuk ve keten karışımı bir materyalden yapıldığı için sudan etkilenmez.

5. Doku Testi

  • Elle İnceleme: Gerçek dolar, sıradan kağıttan daha lifli ve dayanıklı bir his verir. Sahte paralarda kullanılan kağıt genellikle daha ince veya düz bir yapıya sahiptir.

6. Ses Testi

  • Doları kıvırdığınızda çıkan ses de bir göstergedir. Gerçek dolar, özel kağıt yapısı sayesinde çıtırtılı bir ses çıkarır. Sahte paralarda bu ses genellikle daha yumuşak olur.

7. Manyetik Mürekkep Testi

  • Gerçek doların baskısında manyetik mürekkep kullanılır. Özel cihazlarla bu mürekkebin varlığı test edilebilir. Sahte paralarda bu özellik eksiktir.

8. Profesyonel Para Kontrol Kalemi

  • Para kontrol kalemleri doların kağıdının orijinal olup olmadığını test etmek için kullanılabilir. Kalemle yapılan işaretin rengi, kağıdın gerçekliğini gösterir.

9. Yüksek Çözünürlüklü Tarayıcı ile İnceleme

  • Sahte dolarlar, yüksek çözünürlükte tarandığında mikro yazılar ve desenlerdeki farklılıklar daha net görülebilir. Bu yöntem özellikle uzmanlar tarafından tercih edilir.

10. Uzman Değerlendirmesi

  • Eğer paranın sahte olduğundan şüphe ediyorsanız, bir bankaya veya yetkili bir finans kuruluşuna başvurarak uzman değerlendirmesi talep edebilirsiniz.

Bu yöntemler, sahte paraların tespit edilmesinde oldukça etkili olabilir. Ancak her durumda dikkatli ve şüpheci davranmak, olası dolandırıcılık girişimlerinden korunmanıza yardımcı olur.

Unutmayın, sahte paralarla karşılaşmamak için dikkatli ve bilinçli olmak esastır. Şüpheli bir durumla karşılaştığınızda, en yakın polis merkezine veya bankaya başvurmanız önemlidir.

Sosyal medyada ve internette dolaşan para sayma makilerinin kontrollerinden kolayca geçtiği iddia edilen videoları çok fazla yayılıyor. 

Bunu doğrulayan haber kanallarının linkleri aşağıdadır.

https://www.youtube.com/watch?v=qmqCTCofBl4

https://www.youtube.com/watch?v=ogE7K2vVc7I

https://www.youtube.com/watch?v=S8T2NTegOPE

https://www.youtube.com/watch?v=uMGwMUditMc

https://www.youtube.com/watch?v=fKpE3rOoITM

https://www.youtube.com/watch?v=TuLBHKfkVVI&t=387s


26.11.2024

Yapay zeka daha önce düşünülenden dört kat daha fazla su kullanıyor

Yapay zekâ teknolojileri, hayatımızın pek çok alanında devrim yaratırken, çevresel etkileri de giderek daha fazla tartışılmaktadır. Özellikle yapay zekâ uygulamalarının su tüketimi, beklenenden çok daha yüksek seviyelere ulaşmıştır.

Yapay Zekâ ve Su Tüketimi

Yapay zekâ modellerinin eğitimi ve çalıştırılması, büyük miktarda enerji ve su tüketimini gerektirir. Veri merkezlerinde kullanılan sunucuların     
aşırı ısınmasını önlemek için soğutma sistemleri devreye girer ve bu sistemler genellikle su kullanır. Örneğin, popüler yapay zekâ sohbet robotu ChatGPT'nin her 20-50 soru-cevap oturumu için yaklaşık yarım litre su tükettiği belirtilmektedir. (NTV)

Çevresel Etkiler ve Endişeler

Yapay zekâ uygulamalarının su tüketimi, küresel su kaynakları üzerindeki baskıyı artırmaktadır. Google'ın ABD'deki veri merkezlerinde 2021 yılında soğutma işlemleri için 12,7 milyar litre tatlı su tükettiği rapor edilmiştir. (Milliyet)

Bu durum, su kaynaklarının sürdürülebilirliği konusunda ciddi endişelere yol açmaktadır.

Sürdürülebilir Çözümler

Yapay zekâ teknolojilerinin çevresel etkilerini azaltmak için çeşitli adımlar atılabilir:

  • Verimli Soğutma Sistemleri: Veri merkezlerinde su tüketimini minimize eden yenilikçi soğutma teknolojilerinin kullanılması.

  • Yenilenebilir Enerji Kaynakları: Yapay zekâ uygulamalarının enerji ihtiyacının yenilenebilir kaynaklardan karşılanması.

  • Model Optimizasyonu: Daha az enerji ve su tüketen yapay zekâ modellerinin geliştirilmesi.

Sonuç

Yapay zekâ teknolojileri, sundukları faydaların yanı sıra çevresel etkileriyle de dikkat çekmektedir. Su tüketimi konusundaki bu beklenmedik artış, sürdürülebilirlik açısından önemli bir sorunu işaret etmektedir. Bu nedenle, yapay zekâ uygulamalarının geliştirilmesi ve kullanımı sırasında çevresel etkilerin göz önünde bulundurulması ve gerekli önlemlerin alınması büyük önem taşımaktadır. 

Ayrıca korkulan oldu yapay zeka yoldan çıktı kendisi gibi çok su tüketen canlıları yok etme planı da yapabilir mi? Güzel bir bilim kurgu filmi konusu olmaz mı?

20.11.2024

Apple ve Endonezya: iPhone 16 Yasağı ve Yatırım Hamlesi

Apple, dünya genelinde teknoloji dünyasını şekillendiren bir marka olarak, pazara erişim engelleriyle zaman zaman karşı karşıya kalabiliyor. Endonezya hükümetinin iPhone 16 ve Apple Watch Series 10 modellerine uyguladığı satış yasağı, bu durumlardan biri olarak öne çıkıyor. Bu blog yazısında, yasağın sebepleri, Apple’ın çözüm arayışları ve bu durumun küresel teknoloji sektörüne olası etkilerini ele alacağım.

Endonezya’nın Yerel İçerik Şartı

Endonezya, teknoloji ürünleri için ilginç bir düzenleme politikası uyguluyor. Ülkede satılacak akıllı telefonların en az %40 oranında yerel içerik barındırması gerekiyor. Bu şart, yalnızca cihazların donanımını değil, yazılım ve üretim süreçlerini de kapsıyor. Apple, geçmişte 109 milyon dolarlık bir yatırım taahhüdünde bulunmasına rağmen, bu rakamın 95 milyon dolarını hayata geçirmiş durumda. Eksik kalan bu miktar, hükümetin iPhone 16 modellerine satış izni vermemesine yol açtı.

Apple’ın Çözüm Önerisi

Apple, yasağı kaldırmak adına Endonezya’ya ek olarak 10 milyon dolarlık bir yatırım yapmayı planlıyor. Bu yatırım, Yageo Corporation iş birliğiyle Bandung şehrinde bir fabrika kurulmasını içeriyor. Planlanan bu tesis, Apple cihazları için aksesuar ve bileşen üretimi yaparak yerel içerik oranını artırmayı hedefliyor. Ancak, hükümetin bu ek yatırımı yeterli bulup bulmayacağı henüz belirsizliğini koruyor.

Endonezya Pazarı Neden Önemli?

Endonezya, 270 milyonu aşan nüfusu ve 350 milyondan fazla aktif cep telefonu kullanıcısıyla teknoloji şirketleri için büyük bir pazar. Apple’ın bu pazardaki varlığını sürdürmesi, şirketin küresel büyüme stratejileri açısından kritik önem taşıyor. Bu sebeple, Endonezya hükümetinin taleplerine uyum sağlama çabaları dikkat çekiyor.

Küresel Yansımalar

Endonezya’nın yerel içerik politikasına uymayan yalnızca Apple değil. Google’ın Pixel serisi cihazları da benzer bir sebepten dolayı Endonezya pazarına giremiyor. Bu durum, teknoloji devlerinin ulusal regülasyonlara uyum sağlama gerekliliğini yeniden gündeme taşıyor.

Sonuç

Apple’ın Endonezya’daki yasağı aşmak için yaptığı yatırım hamlesi, teknoloji sektöründe ülkeler arası düzenlemelerin önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Apple’ın bu süreçte atacağı adımlar, diğer teknoloji devleri için de yol gösterici olabilir. Endonezya örneği, global şirketlerin yerel pazarlara uyum sağlama yeteneğinin, küresel başarılarının bir parçası olduğunu gösteriyor.

Bu yazı, hem Apple'ın Endonezya'daki durumu hem de uluslararası regülasyonların teknoloji sektörüne etkileri hakkında bir perspektif sunuyor. Sizce Apple'ın bu yatırımı Endonezya hükümetini ikna etmeye yeterli olacak mı? Yorumlarınızı paylaşmayı unutmayın!

19.11.2024

Dijital Türk Lirası Nedir?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), dijital dönüşüm hedefleri doğrultusunda Dijital Türk Lirası (DTL) projesini başlatmıştır. Dijital Türk Lirası, fiziksel paranın dijital formunu temsil eden yenilikçi bir ödeme aracı olarak karşımıza çıkmaktadır. Peki, Dijital Türk Lirası nedir, hangi avantajları sunar ve 2025 yılı itibarıyla hangi gelişmeler bizi bekliyor?

Dijital Türk Lirası Nedir?

Dijital Türk Lirası, TCMB tarafından geliştirilen ve mevcut Türk lirasının dijital formu olan bir merkez bankası dijital para birimidir (CBDC). DTL, finansal kapsayıcılığı artırmayı, kesintisiz ödeme altyapısı sunmayı ve dijital ekonomiye entegrasyonu kolaylaştırmayı hedefler.

Bu dijital para birimi, yalnızca bireylerin değil, kurumların ve işletmelerin de günlük finansal işlemlerini daha hızlı ve güvenli bir şekilde gerçekleştirmesini sağlar.

Dijital Türk Lirası’nın Öne Çıkan Özellikleri

  • Finansal Kapsayıcılık: Bankacılık hizmetlerine erişimi olmayan bireylerin sisteme dahil edilmesini kolaylaştırır.
  • Çevrimdışı Ödeme İmkânı: İnternet bağlantısının olmadığı bölgelerde bile işlemlerin sorunsuz yapılmasına olanak tanır.
  • Akıllı Sözleşmeler: Belirli şartlara bağlı ödemelerin otomatik gerçekleşmesini sağlar.
  • Güvenlik ve Gizlilik: Kullanıcıların verilerini korumak için ileri düzey şifreleme yöntemleri kullanılır.

Dijital Türk Lirası ile Kripto Para Arasındaki Farklar

Dijital Türk Lirası, TCMB tarafından desteklenen ve yasal çerçeveye sahip bir dijital para birimidir. Kripto paralardan farklı olarak merkezi bir yapıya sahiptir ve devlet güvencesi altındadır. Bu yönüyle, güvenilir bir ödeme aracı olarak öne çıkar.

2025’te Dijital Türk Lirası’nda Beklenen Yenilikler

2025 yılı, Dijital Türk Lirası’nın ikinci faz çalışmaları için kritik bir dönüm noktası olacak. Aşağıda bu çalışmalara dair detayları bulabilirsiniz:

  1. Yeni Katılımcılar ve Genişletilmiş Testler: Dijital Türk Lirası İş Birliği Platformu’na yeni katılımcılar eklenecek ve daha geniş kapsamlı pilot testler yapılacak.
  2. Çevrimdışı Ödeme Geliştirmeleri: Doğal afet gibi olağanüstü durumlarda kesintisiz finansal işlemlerin sağlanması hedefleniyor.
  3. Hukuki Altyapının Güçlendirilmesi: Dijital paranın yasal çerçevesini belirlemek üzere düzenlemeler tamamlanacak.
  4. Programlanabilir Ödemeler: İşletmeler ve bireyler için özelleştirilebilir ödeme sistemleri hayata geçirilecek.

Dijital Türk Lirası’nın Türkiye İçin Önemi

Dijital Türk Lirası, Türkiye’nin dijital ekonomiye entegrasyon sürecinde kritik bir rol oynamaktadır. Bu proje, yalnızca finansal sistemde değil, genel ekonomik yapıda da bir dönüşümü temsil etmektedir. Kullanıcıların güvenli, hızlı ve yenilikçi ödeme yöntemlerine ulaşmasını sağlamak, TCMB’nin bu alandaki en önemli hedeflerinden biridir.

Sonuç olarak, Dijital Türk Lirası projesi, Türkiye’nin finansal teknolojilerdeki yerini güçlendirecek ve dijital ekonomiye uyum sürecini hızlandıracaktır.

18.11.2024

WhatsApp Topluluk Nedir?

WhatsApp, kullanıcı deneyimini sürekli geliştiren bir mesajlaşma platformu olarak, 2022 yılında "Topluluklar" özelliğini tanıttı. Bu özellik, benzer ilgi alanlarına sahip grupları tek bir çatı altında toplayarak iletişimi daha düzenli ve etkili hale getirmeyi amaçlıyor.

WhatsApp Topluluklarının Temel Özellikleri:

  • Birden Fazla Grubu Birleştirme: Topluluklar, farklı grupları tek bir yapı altında toplayarak, kullanıcıların ilgili tüm sohbetlere kolayca erişmesini sağlar.

  • Duyuru Grubu: Yöneticiler, topluluğun tamamına önemli bilgileri iletmek için özel bir duyuru grubu oluşturabilir.

  • Gelişmiş Yönetici Kontrolleri: Yöneticiler, topluluğa hangi grupların ve kullanıcıların dahil edileceğini belirleyebilir, böylece daha kontrollü bir iletişim ortamı oluşturabilir.

  • Gizlilik ve Güvenlik: WhatsApp, topluluklardaki tüm mesajların uçtan uca şifreleme ile korunduğunu belirterek, kullanıcıların güvenliğini ön planda tutar.

WhatsApp Toplulukları Nasıl Kullanılır?

Topluluklar özelliğini kullanmak için aşağıdaki adımları izleyebilirsiniz:

  1. WhatsApp'ı Güncelleyin: Öncelikle, uygulamanızın en son sürümünü kullandığınızdan emin olun.

  2. Topluluklar Sekmesine Erişin: Android cihazlarda sohbetlerin üst kısmında, iOS cihazlarda ise alt kısımda bulunan "Topluluklar" sekmesine dokunun.

  3. Yeni Topluluk Oluşturun: "Yeni Topluluk Oluştur" seçeneğini seçerek topluluğunuza bir ad ve açıklama ekleyin.

  4. Grupları Ekleyin: Mevcut gruplarınızı topluluğa ekleyebilir veya yeni gruplar oluşturabilirsiniz.

  5. Duyuru Grubu Oluşturun: Tüm topluluk üyelerine ulaşmak için bir duyuru grubu ekleyin.

WhatsApp Topluluklarının Avantajları:

  • Daha Düzenli İletişim: Farklı grupları tek bir yapı altında toplayarak, bilgi kirliliğini önler ve iletişimi daha düzenli hale getirir.

  • Kolay Erişim: Kullanıcılar, ilgili oldukları tüm gruplara tek bir yerden erişebilir.

  • Etkili Yönetim: Yöneticiler, topluluğun yapısını ve içeriğini daha etkili bir şekilde kontrol edebilir.

WhatsApp Topluluklar özelliği, özellikle okullar, iş yerleri, mahalleler veya ortak ilgi alanlarına sahip gruplar için ideal bir çözümdür. Bu özellik sayesinde, iletişim daha organize ve etkili bir şekilde gerçekleştirilebilir.


15.11.2024

Mobil ağlar sanıldığı kadar güvenli mi? SS7 protokolü nedir?

SS7 (Signaling System No. 7), 1970'lerde geliştirilen ve günümüzde de telekomünikasyon ağlarının temelini oluşturan bir sinyalizasyon protokolüdür. Bu protokol, telefon çağrılarının kurulumu, sonlandırılması, SMS gönderimi ve dolaşım hizmetleri gibi birçok kritik işlevi yönetir. Ancak, SS7'nin tasarlandığı dönemde güvenlik önlemleri bugünkü kadar gelişmiş olmadığından, protokol çeşitli güvenlik açıklarına sahiptir.

SS7’nin Temel Özellikleri

  • Çağrı Kurulumu ve Yönetimi: SS7, telefon görüşmeleri sırasında çağrıların kurulumu, yönetimi ve sonlandırılmasını sağlar.
  • Metin Mesajlaşma (SMS): SMS gönderimi ve teslimat işlemleri SS7 aracılığıyla gerçekleştirilir.
  • Arama Yönlendirme: Mobil cihazların farklı ağlara geçişinde aramaların doğru bir şekilde yönlendirilmesi için kullanılır.
  • Abone Hizmetleri: Numara taşınabilirliği, çağrı bekletme ve çağrı yönlendirme gibi hizmetleri destekler.
  • Hız ve Güvenilirlik: SS7, veri alışverişinde düşük gecikme ve yüksek güvenilirlik sunar.

SS7’nin Çalışma Prensibi

SS7, bir ağ içindeki iletişim için Signal Transfer Point (STP), Service Switching Point (SSP) ve Service Control Point (SCP) gibi bileşenlerden oluşur. Bu bileşenler, çağrı sinyallerinin doğru bir şekilde yönlendirilmesini ve işlenmesini sağlar.
  • Signal Transfer Point (STP): Mesajların ağdaki doğru hedefe yönlendirilmesi için kullanılan bir anahtar düğümdür.
  • Service Switching Point (SSP): Çağrıların başlaması ve sonlandırılması gibi işlemleri gerçekleştiren düğümdür.
  • Service Control Point (SCP): Akıllı ağ hizmetleri için veri tabanı sorgularını işleyen düğümdür.

SS7 Protokolünün Güvenlik Açıkları ve Saldırı Yöntemleri

SS7 Protokolünün Güvenlik açıklardan faydalanarak SS7 ağına sızmayı başaran saldırganlar aşağıdaki yöntemlerle kullanıcıların iletişimlerini hedef alırlar.

  • Çağrı ve SMS Dinleme: Saldırganlar, SS7 ağındaki zayıflıkları kullanarak kullanıcıların telefon görüşmelerini ve SMS mesajlarını izleyebilir kayıt altına alabilir. Kullanıcının haberi olmadan telefon hatlarını kendine yönlendirebilir. Bu durum, kişisel ve finansal bilgilerin ifşa olmasına yol açabilir.
  • Konum Takibi: SS7 protokolü üzerinden, saldırganlar kullanıcıların gerçek zamanlı konum bilgilerini elde edebilirler. Bu, bireylerin fiziksel hareketlerinin izlenmesine ve gizliliklerinin ihlal edilmesine neden olur. 
  • Kimlik Doğrulama Atlatma: Birçok çevrimiçi hizmet, iki faktörlü kimlik doğrulama için SMS tabanlı kodlar kullanır. SS7 açıkları sayesinde, saldırganlar bu kodları ele geçirerek hesaplara yetkisiz erişim sağlayabilirler.

SS7 Saldırılarına Karşı Alınabilecek Önlemler

Kullanıcılar ve hizmet sağlayıcılar, SS7 protokolündeki güvenlik açıklarına karşı aşağıdaki önlemleri alarak korunabilirler:

  • Şifreli İletişim Uygulamaları Kullanın: WhatsApp, Signal, Telegram gibi uçtan uca şifreleme sunan mesajlaşma ve arama uygulamalarını tercih edin. Bu sayede, iletişimlerinizin üçüncü şahıslar tarafından izlenmesi zorlaşır.
  • İki Faktörlü Kimlik Doğrulama Yöntemlerini Gözden Geçirin: SMS tabanlı doğrulama yerine, kimlik doğrulama uygulamaları veya donanım tabanlı güvenlik anahtarları kullanın. Bu yöntemler, SS7 açıklarından etkilenmez.
  • Güncellemeleri Takip Edin: Mobil operatörünüzün ve cihazınızın güvenlik güncellemelerini düzenli olarak kontrol edin ve uygulayın. Bu, bilinen güvenlik açıklarının kapatılmasına yardımcı olur.
  • Şüpheli Mesaj ve Aramalara Dikkat Edin: Bilinmeyen numaralardan gelen arama ve mesajlara karşı temkinli olun. Kişisel bilgilerinizi paylaşmadan önce doğrulama yapın.
  • Mobil Operatörünüzle İletişime Geçin: Operatörünüzden, SS7 protokolündeki güvenlik açıklarına karşı hangi önlemleri aldıklarını öğrenin ve ek güvenlik hizmetleri talep edin.
  • SIM Swap Koruması: Operatörünüzden SIM kart değişikliklerine karşı ek güvenlik doğrulaması yapmalarını isteyin. 

SS7 protokolündeki güvenlik açıkları, kullanıcıların iletişim güvenliğini tehdit etmektedir. SS7 ağına sızma, genellikle zayıf güvenlik önlemleri ve yetersiz kimlik doğrulama mekanizmalarından kaynaklanır. Bu saldırılar, bireylerin gizliliğini ve finansal güvenliğini ciddi şekilde tehdit eder. Telekomünikasyon operatörlerinin güvenlik önlemlerini artırması, bireysel kullanıcıların ise güvenlik bilinciyle hareket etmesi bu tehditlere karşı etkili bir koruma sağlayabilir. Teknolojinin hızla geliştiği günümüzde, bireysel ve kurumsal düzeyde güvenlik farkındalığını artırmak büyük önem taşımaktadır.

Konu ile alakalı Siber Güvenlik Uzmanı Elçin Biren hazırladığı videoyu incelemenizi tavsiye ederim.

12.11.2024

Aflatoksin Nedir ve Zararları Nelerdir?

Aflatoksinler, Aspergillus flavus ve Aspergillus parasiticus gibi bazı küf mantarları tarafından üretilen toksik maddelerdir. Bu toksinler, özellikle sıcak ve nemli ortamlarda yetişen tahıl, kuruyemiş ve baharat gibi gıdalarda bulunabilir. Aflatoksinler, insan ve hayvan sağlığı üzerinde ciddi olumsuz etkilere sahiptir.

Aflatoksinlerin Sağlık Üzerindeki Etkileri

Aflatoksinler, özellikle karaciğer üzerinde toksik etki gösterir ve uzun süreli maruziyet, karaciğer kanseri riskini artırabilir. Ayrıca, bağışıklık sistemini zayıflatarak enfeksiyonlara karşı direnci azaltabilir ve büyüme geriliğine neden olabilir. Yüksek dozda aflatoksine maruz kalmak, akut zehirlenmelere yol açarak karaciğer yetmezliği ve ölümle sonuçlanabilir.

Aflatoksin İçerebilecek Gıdalar

Aflatoksinler, özellikle aşağıdaki gıdalarda bulunabilir:

  • Yer fıstığı ve yer fıstığı ürünleri
  • Mısır ve mısır ürünleri
  • Badem, fındık, Antep fıstığı gibi kuruyemişler
  • Buğday, arpa, pirinç gibi tahıllar
  • Kırmızı biber, karabiber, zerdeçal gibi baharatlar

Aflatoksin Maruziyetini Azaltmak İçin Alınabilecek Önlemler

Aflatoksinlerin zararlı etkilerinden korunmak için aşağıdaki önlemler alınabilir:

  1. Gıdaların Uygun Koşullarda Saklanması: Gıdaları serin, kuru ve iyi havalandırılan ortamlarda saklayarak küf oluşumunu engelleyin.
  2. Hasat Sonrası İşlemler: Ürünleri hasat sonrası hızla kurutarak nem oranını düşürün ve küf gelişimini önleyin.
  3. Düzenli Kontroller: Gıda ürünlerini düzenli olarak küf ve aflatoksin varlığı açısından kontrol edin.
  4. İyi Tarım Uygulamaları: Tarım ürünlerinin yetiştirilmesi sırasında uygun tarım teknikleri kullanarak küf kontaminasyonunu en aza indirin.
  5. Güvenilir Kaynaklardan Alışveriş: Gıda ürünlerini güvenilir ve denetlenen kaynaklardan temin edin.

Dubai Çikolatası ve Aflatoksin Riski

Son dönemde popüler hale gelen Dubai çikolatası, içeriğinde kullanılan Antep fıstığı nedeniyle aflatoksin riski taşıyabilir. Antep fıstığı, uygun olmayan saklama koşullarında küf gelişimine ve dolayısıyla aflatoksin oluşumuna yatkındır. Bu nedenle, Dubai çikolatası tüketirken güvenilir üreticilerden temin etmeye ve ürünün tazeliğine dikkat etmek önemlidir.

Aflatoksinler, gıda güvenliği açısından büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Bu nedenle, hem üreticilerin hem de tüketicilerin bilinçli olması ve gerekli önlemleri alması hayati önem taşımaktadır.


Türkiye'de Kayıt Dışı Cep Telefonları 2025 Yılında IMEI Kayıt Ücreti 45.614 TL

Türkiye'de son yıllarda hızla artan kayıt dışı cep telefonu kullanımı, ciddi vergi kayıplarına yol açarak ekonomik dengeyi sarsmaktadır. Kayıt dışı telefonların yarattığı 30 milyar TL’yi aşan vergi kaybı, yasal düzenlemelerin eksik kaldığı alanlarda karşımıza çıkıyor. Bu durum hem devletin gelir kaybına hem de yerli telefon sektöründe haksız rekabete yol açıyor.

Kayıt Dışı Telefonların Artış Sebepleri

Kayıt dışı cep telefonlarının artmasında birçok faktör rol oynamaktadır:

Yüksek vergi oranları: Telefonlara uygulanan vergi oranları bazı kullanıcıları alternatif yollara yönlendirmektedir.

Kaçak girişler: Özellikle yurt dışından getirilen telefonların kaydedilmemesi, kayıt dışı sayının artmasında önemli bir etkendir.

Ekonomik koşullar: Artan enflasyon ve ekonomik zorluklar, kullanıcıların daha ucuz ancak kayıt dışı cihazları tercih etmelerine yol açmaktadır.

Devletin Alabileceği Önlemler

Bu vergi kaybını önlemek adına devletin alabileceği bazı etkili önlemler mevcuttur:

Vergi İndirimi: Telefonlara uygulanan vergi oranlarının makul seviyelere çekilmesi, kullanıcıları kayıtlı telefon almaya teşvik edebilir.

Denetimlerin Artırılması: Gümrüklerde denetimlerin sıkılaştırılması ve ülkeye giren telefonların sıkı bir şekilde kayıt altına alınması önemlidir.

Dijital Takip Sistemleri: Kayıt dışı telefonların izlenmesini kolaylaştırmak için gelişmiş dijital takip sistemleri kullanılabilir.

Kayıt Dışı Telefonların Ekonomik Etkileri

Kayıt dışı telefonlar sadece vergi kaybına değil, aynı zamanda yerli telefon üreticilerinin de zarar görmesine neden olmaktadır. Bu durum, rekabetin sağlıklı bir şekilde sürdürülememesi ile sonuçlanmakta ve teknoloji sektöründe yerli üretimin önüne geçmektedir.

Netgsm Abonelerine Erişim Engeli: Turkcell BTK Kararını Neden Uygulamıyor?

Yazıyı hem Turkcell hemde Netgsm Operatörü kullanan son kullanıcı olarak yazıyorum. Edindiğim bilgiler Netgsm Operatörünün sosyal medya hesaplarındandır.

Türkiye’de telekomünikasyon sektöründe bir ilke tanıklık ediyoruz. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından alınan 25.10.2024 tarihli ve 2024/UK-ETD/412 sayılı Kurul Kararı’na rağmen, Turkcell, Netgsm abonelerine sağlamakla yükümlü olduğu baz istasyonu erişim hizmetini vermemektedir. Peki, bu durum neden yaşanıyor ve biz aboneler olarak ne tür hak ihlalleriyle karşı karşıyayız?

Netgsm: Türkiye’nin 4. GSM Operatörü

Netgsm, Türkiye’nin ilk Full MVNO (Sanal Mobil Şebeke Operatörü) olarak uygun fiyatlı iletişim hizmetleri sunmak amacıyla kurulmuş, BTK onaylı bir operatördür. Abonelerine kesintisiz ve uygun fiyatlı iletişim sağlama gayretiyle hizmet verirken, baz istasyonu erişimi için Turkcell ile çalışmaktadır.

BTK’nın 2024/UK-ETD/412 Sayılı Kararı ve Turkcell’in Uygulamadığı Yükümlülük

BTK, 25 Ekim 2024’te aldığı karar ile Turkcell’in Netgsm abonelerine baz istasyonu erişim hizmeti sağlamaya devam etmesi gerektiğini hükmetmiştir. Ancak Turkcell, bu karara uymayarak 5 Kasım 2024’ten sonra Netgsm’e yeni abone olanların baz istasyonuna erişimini engellemektedir. Bu engelleme, haberleşme özgürlüğümüzü sınırlarken Anayasa’nın 22. maddesi, Türk Ceza Kanunu’nun 124. maddesi ve BTK mevzuatına aykırılık teşkil etmektedir.

Vatandaşlar Olarak Ne Yapmalıyız?

Bu konuda biz abonelerin haklarını savunması, iletişim özgürlüğümüzü korumamız açısından oldukça önemlidir. Bu tür erişim engellerinin karşısında sesimizi duyurmak ve BTK’nın kararlarının uygulanması için gerekli mercilere şikayetlerimizi iletmek, mağduriyetimizin giderilmesine katkı sağlayacaktır.

Sonuç Olarak

Uygun fiyatlı iletişim hizmeti hakkımız, Turkcell’in tek taraflı bir engeliyle sınırlanamaz. BTK’nın düzenlemeleri ve alınan kararlar, vatandaşların bu hizmetlerden sorunsuz yararlanabilmesi içindir. Bizler de kullanıcılar olarak haklarımızın takipçisi olmalı ve yaşanan mağduriyeti gidermek adına bu durumu yetkililere bildirmeliyiz. Örnek CİMER Dilekçe si aşağıda yazılmıştır. 

Kaynaklar

https://x.com/NET_GSM/status/1855698522986684546

https://x.com/denetlecomtr/status/1856002911702036691


CİMER Dilekçe Örneği

T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER)

Konu: BTK’nın 25.10.2024 Tarihli 2024/UK-ETD/412 Sayılı Kararının Turkcell Tarafından Uygulanmaması Nedeniyle Netgsm Abonelerinin Mağduriyeti

Sayın Yetkili,

Türkiye’nin 4. GSM operatörü olarak faaliyet gösteren Netgsm abonesi olarak, BTK’nın 25.10.2024 tarihli ve 2024/UK-ETD/412 sayılı Kurul Kararı’nın Turkcell tarafından halen uygulanmaması nedeniyle ciddi bir mağduriyet yaşamaktayım. Bu durum, haberleşme özgürlüğümüzü doğrudan kısıtlamakta ve BTK mevzuatına aykırılık teşkil etmektedir.

Bilindiği üzere, BTK’nın belirlediği kararlara göre Turkcell’in, sanal mobil şebeke hizmeti sunan Netgsm’e, baz istasyonu erişim hizmeti vermesi zorunludur. Ancak Turkcell, BTK’nın bu açık kararına rağmen, 5 Kasım 2024 tarihinden sonra Netgsm’e yeni abone olanların baz istasyonu erişimini kısıtlamaktadır. Bu durum, Anayasa’nın 22. maddesi, Türk Ceza Kanunu’nun 124/1. maddesi ve BTK mevzuatına aykırı olup, vatandaşların uygun fiyatlı iletişim hizmetlerine erişimini engellemektedir.

İlgili operatörün ağır kusurlu bu eylemi nedeniyle, BTK İdari Yaptırımlar Yönetmeliği gereği idari para cezalarının uygulanması ve hukuk düzenine uymasının sağlanması, aksi takdirde yetkilendirmesinin feshi veya iptali için gerekli işlemlerin yapılması hususunda acil olarak gereğinin yapılmasını arz ederim. Bu mağduriyetin bir an önce giderilmesi ve vatandaşlar olarak iletişim özgürlüğümüzün korunmasını talep ediyorum. 

Yapay Zeka Nedir? Tarihçesi, Gelişimi ve Geleceği

Yapay Zeka (YZ), insan zekasını taklit eden teknolojiler için kullanılan bir terimdir. YZ, veri analizi, makine öğrenimi ve algoritmalarla çalışarak insan benzeri karar verme süreçlerini taklit eder. Yapay zeka teknolojisi, farklı alanlarda büyük bir dönüşüm yaratmaktadır ve günlük yaşantımızdan iş dünyasına kadar geniş bir etki alanına sahiptir.

Yapay Zeka’nın Tarihçesi

Yapay zekanın kökleri, modern bilgisayar bilimlerinin ortaya çıkışı ile birlikte, 1950'li yıllarda atılmıştır. 1956 yılında, Dartmouth Konferansı sırasında, bilim insanları yapay zeka kavramını resmi olarak ele aldılar. Bu konferans, modern yapay zekanın doğuşunu işaret etmektedir. O yıllarda, sınırlı işlem gücü ve veri eksikliği gibi nedenlerle yapay zekanın gelişimi yavaş bir süreç izledi. Ancak 1980'lerdeki bilgisayar işlem gücünün artması ve 2000'li yıllarda internetin yaygınlaşması, veri miktarının çoğalması ile yapay zekanın gelişimi hız kazandı.

Yapay Zeka Türleri

Dar Yapay Zeka: Belirli bir görevi yerine getirebilen, sınırlı bir kapasiteye sahip yapay zekadır. Örneğin, sanal asistanlar ve öneri sistemleri.

Genel Yapay Zeka: İnsan zekası gibi geniş bir yelpazede düşünme ve öğrenme kapasitesine sahip olmayı hedefleyen yapay zeka türüdür.

Üstün Yapay Zeka: İnsan zekasını aşan, bağımsız düşünme ve karar alma yeteneğine sahip olacak bir yapay zeka öngörüsüdür.

Yapay Zeka'nın Kullanım Alanları

- **Sağlık**: Hastalık teşhisi, tedavi önerileri ve hasta bakım süreçlerinde önemli rol oynar. Örneğin, Sağlık Bakanlığı bünyesindeki bazı araştırma merkezleri, kanser teşhisinde yapay zeka destekli sistemleri kullanarak erken teşhis oranlarını artırmayı hedeflemektedir.

- **Finans**: Kredi risk analizi, yatırım stratejileri ve müşteri destek süreçlerinde kullanılır.- **E-Ticaret ve Perakende**: Online alışveriş platformları, yapay zekayı kullanıcı alışkanlıklarını analiz ederek kişiselleştirilmiş öneriler sunmak için kullanmaktadır. Türkiye'de Trendyol ve Hepsiburada gibi büyük e-ticaret siteleri, müşteri davranışlarını analiz eden algoritmalar ve yapay zeka destekli öneri sistemleriyle kullanıcı deneyimini iyileştirmektedir.

- **Eğitim**: Kişiselleştirilmiş öğrenme deneyimleri sağlamak için kullanılmaktadır. Örneğin; Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından oluşturulan EBA platformu, özellikle pandemi döneminde öğrencilerin dijital eğitim ihtiyaçlarına yönelik önemli bir kaynak haline gelmiştir. Platform, öğrencilerin öğrenme hızlarına ve ilgi alanlarına göre içerik önerileri sunarak kişiselleştirilmiş bir eğitim deneyimi sağlamaktadır. Yapay zeka destekli analizlerle, öğrencilerin eksik olduğu konulara yönelik ek kaynaklar önerilmektedir.

- **Ulaşım**: Otonom araçlar ve trafik yönetimi sistemleriyle güvenli ve verimli ulaşım sağlar. Türkiye’de İstanbul Büyükşehir Belediyesi, şehir genelindeki trafik yoğunluğunu yönetmek için yapay zeka destekli trafik kontrol merkezleri kurmuştur.

- **Tarım**: Tarım sektöründe verimliliği artırmak ve kaynak kullanımını optimize etmek amacıyla yapay zeka sistemleri kullanılmaktadır. Türkiye'de akıllı tarım uygulamaları ile bitki sağlığını izlemek, hasat zamanını belirlemek ve zararlıları erken tespit etmek için yapay zeka tabanlı görüntü işleme teknikleri kullanılmaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı, bu alanda çeşitli projeler yürüterek çiftçilerin daha verimli üretim yapmalarını sağlamaktadır.

- **E-Ticaret ve Perakende**: Online alışveriş platformları, yapay zekayı kullanıcı alışkanlıklarını analiz ederek kişiselleştirilmiş öneriler sunmak için kullanmaktadır. Türkiye'de Trendyol ve Hepsiburada gibi büyük e-ticaret siteleri, müşteri davranışlarını analiz eden algoritmalar ve yapay zeka destekli öneri sistemleriyle kullanıcı deneyimini iyileştirmektedir.

Yapay Zeka’nın Gelecekteki Faydaları

Yapay zeka, gelecekte toplum ve iş dünyası için çeşitli avantajlar sunmaktadır:

- **Verimlilik Artışı**: Yapay zeka, görevlerin daha hızlı ve doğru bir şekilde yerine getirilmesine olanak tanır.

- **Sağlık Alanında Devrim**: Yapay zekanın teşhis süreçlerini hızlandırması, doktorlar için daha güvenilir veriler sunması beklenmektedir.

- **Eğitimde Kişiselleştirme**: Öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarına göre uyarlanmış öğrenim imkânları sağlanabilir.

- **Yeni İş Alanları**: Yapay zeka, yeni sektörlerin oluşmasını teşvik ederek ekonomik büyümeye katkı sağlayabilir.

Yapay Zeka’nın Olası Riskleri

Yapay zekanın geleceği, aynı zamanda bazı riskleri de beraberinde getirmektedir:

- **Gizlilik İhlalleri**: Kişisel verilerin yapay zeka tarafından toplanması, bireylerin gizliliği konusunda riskler yaratabilir.

- **İşsizlik Tehlikesi**: Özellikle belirli sektörlerde otomasyonun artmasıyla birlikte iş gücü kaybı yaşanabilir.

- **Etik ve Güvenlik Sorunları**: Yapay zekanın etik sınırlarının belirlenmesi ve güvenli kullanımı konusunda tartışmalar devam etmektedir.

- **Kontrol Sorunu**: Üstün yapay zeka geliştirilmesi halinde, kontrol mekanizmalarının yetersiz kalma riski bulunmaktadır.

Sonuç

Yapay zeka, geleceğin teknolojisi olarak toplumların gelişimini desteklemekte ve birçok sektörde devrim yaratmaktadır. Ancak, gelişiminin kontrollü ve etik bir çerçevede sürdürülmesi, potansiyel tehlikelerden korunmak adına son derece önemlidir. Yapay zeka, toplumlar için büyük fırsatlar sunduğu gibi, aynı zamanda beraberinde sorumluluklar ve zorluklar da getirmektedir.

#Yapay Zeka, #Yapay Zeka Tarihçesi, #YZ Faydaları, #YZ Riskleri, #Yapay Zeka Geleceği, #Teknoloji, #Etik ve #Yapay Zeka


8.11.2024

Siber Güvenlik: İnternet Kullanıcılarının Alması Gereken Temel Tedbirler

Dijital çağda internet, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Ancak bu dijital dünyada güvenliğimizi korumak her geçen gün daha zorlaşıyor. İnternette gezinirken bilinçli adımlar atmak, kişisel bilgilerinizi korumak ve siber saldırılardan kaçınmak için oldukça önemlidir. İşte her internet kullanıcısının siber güvenlik alanında alması gereken temel tedbirler:

1. Güçlü Şifreler Kullanın

  • Güçlü bir şifre, siber güvenliğin temelidir. Şifrelerinizi oluştururken:
  • Harf, rakam ve özel karakterler kullanarak karmaşık şifreler oluşturun.
  • Şifrelerinizin en az 10 karakter uzunluğunda olmasına özen gösterin.
  • Aynı şifreyi birden fazla hesapta kullanmayın.
  • Şifre yöneticileri kullanarak güçlü şifrelerinizi güvenle saklayabilirsiniz.

2. İki Faktörlü Kimlik Doğrulamayı Etkinleştirin

İki faktörlü kimlik doğrulama (2FA), hesabınıza erişimi daha güvenli hale getirir. Bu yöntem, oturum açarken bir şifreye ek olarak bir doğrulama kodu gerektirir. E-posta, sosyal medya ve bankacılık gibi önemli hesaplarınızda 2FA’yı etkinleştirin. Bu ek güvenlik adımı, bir şifrenin çalınması durumunda bile hesaplarınıza erişilmesini zorlaştıracaktır.

3. Güvenilir Olmayan Bağlantılara Tıklamaktan Kaçının

Siber saldırganlar, sahte bağlantılarla kullanıcıları oltaya düşürmeye çalışır. E-postalar, sosyal medya mesajları veya SMS yoluyla gelen ve tanımadığınız kaynaklardan gelen bağlantılara tıklamaktan kaçının. Phishing (oltalama) adı verilen bu saldırılarla, saldırganlar kişisel bilgilerinizi ele geçirebilir. Mesajın kaynağından emin değilseniz, bağlantıya tıklamadan önce doğrulama yapın.

4. Güncellemeleri İhmal Etmeyin

Cihazlarınızdaki yazılımları güncel tutmak, siber güvenlik için hayati önem taşır. Yazılım güncellemeleri, güvenlik açıklarını kapatmak ve cihazınızın performansını artırmak için yapılır. Özellikle işletim sistemi, tarayıcı ve antivirüs yazılımlarınızı düzenli olarak güncelleyin.

5. Güvenilir Antivirüs ve Güvenlik Yazılımları Kullanın

Antivirüs programları ve güvenlik yazılımları, bilgisayarınızı kötü amaçlı yazılımlardan korur. Güvenilir bir antivirüs programı edinerek düzenli taramalar yapın. Bu yazılımlar, şüpheli dosyaları algılayarak bilgisayarınıza zarar vermesini engelleyebilir.

6. Açık Wi-Fi Ağlarında Dikkatli Olun

Herkese açık Wi-Fi ağları, siber saldırganların en çok kullandığı yöntemlerden biridir. Açık Wi-Fi ağlarında oturum açarken kişisel bilgilerinizi paylaşmaktan kaçının ve bankacılık gibi hassas işlemler yapmayın. Mümkünse, bir VPN (sanal özel ağ) kullanarak bağlantınızı güvence altına alın.

7. Verilerinizi Yedekleyin

Dijital dünyada veri kayıpları ve saldırılar karşısında hazırlıklı olmak çok önemlidir. Önemli dosyalarınızı düzenli olarak harici bir diske veya bulut ortamına yedekleyin. Bu sayede, veri kaybı yaşadığınız durumlarda dosyalarınıza kolayca erişebilirsiniz.

8. Sosyal Medya Paylaşımlarınıza Dikkat Edin

Sosyal medyada fazla bilgi paylaşmak, kötü niyetli kişilerin hedefi haline gelmenize neden olabilir. Konum bilgisi, özel hayatla ilgili ayrıntılar gibi kişisel bilgileri herkese açık profillerde paylaşmaktan kaçının. Ayrıca, gizlilik ayarlarınızı gözden geçirerek sadece güvenilir kişilerle bağlantı kurmaya özen gösterin.

9. E-posta Eklerine Dikkat Edin

Tanımadığınız kişilerden gelen e-posta eklerini açarken dikkatli olun. Siber saldırganlar, zararlı yazılımları e-posta yoluyla gönderebilir. Ekleri açmadan önce gönderenin kimliğini doğrulayın ve şüpheli bir e-posta varsa e-posta sağlayıcınıza bildirerek açmayın.

10. Kişisel Bilgilerinizi Korumayı İhmal Etmeyin

İnternette kişisel bilgilerinizi koruma konusunda hassas olun. Kimlik numarası, banka bilgileri gibi bilgilerinizi yalnızca güvenilir sitelerde ve güvenli bağlantılarda paylaşın. Bir web sitesinin güvenli olup olmadığını kontrol etmek için tarayıcı adres çubuğundaki kilit simgesine dikkat edin.

11. VPN Kullanımı ve Potansiyel Riskleri

Bazı internet kısıtlamalarını aşmak için VPN (Sanal Özel Ağ) kullanımı yaygın olsa da, VPN kullanmanın da bazı riskleri vardır. Özellikle yasaklı veya kısıtlı içeriklere erişim için VPN kullanımı, ülkedeki yasalara aykırı olabilir ve cezai yaptırımlara yol açabilir. Ayrıca, güvenilir olmayan VPN hizmetleri, verilerinizi üçüncü taraflarla paylaşarak gizliliğinizi riske atabilir. Bu nedenle, VPN kullanmadan önce hem güvenilir bir hizmet seçmeye hem de ülkenizdeki yasal düzenlemelere uygun hareket etmeye özen gösterin. Güvenlik ve gizlilik açısından, her zaman güvenilir, ücretli ve tanınmış VPN hizmetlerini tercih etmek en doğrusudur.


Prompt Mühendisliği Nedir?

Günümüzde yapay zeka teknolojilerinin hızlı yükselişiyle birlikte “Prompt Mühendisliği” terimi giderek daha çok duyulmaya başlandı. 

Peki, bu terim ne anlama geliyor? Kısaca ifade etmek gerekirse, prompt mühendisliği, yapay zekaya belirli bir görevi en iyi şekilde yerine getirebilmesi için verilen talimatların hazırlanması sürecidir. Bu talimatlar, yapay zekanın ne tür bir çıktıyı nasıl üretmesi gerektiğini belirleyen bir dizi ipucundan oluşur.

Yapay zekayı etkin bir şekilde kullanmak isteyen herkes, iyi bir prompt yani talimat hazırlama becerisine sahip olmalıdır. Zira, yapay zekanın a verdiği yanıtların kalitesi, verilen talimatların açıklığı, doğruluğu ve netliği ile doğrudan ilişkilidir.

Prompt Mühendisliğinin Temel İlkeleri

Prompt mühendisliği sürecinde dikkate alınması gereken bazı temel ilkeler bulunmaktadır. Aşağıdaki maddeler, etkili bir prompt hazırlamanız için yol gösterici olacaktır:

  • Net ve Açık Olun: Talimatların açık, anlaşılır ve net olması önemlidir. Karmaşık cümlelerden kaçının, doğrudan ve sade bir dil kullanın.
  • Spesifik İsteklerde Bulunun: Yapay zekanın ne yapmasını istediğinizi net bir şekilde ifade edin. Genel istekler yerine, belirli detaylar verin.
  • Örnek Kullanın: Beklediğiniz yanıt formatına dair örnekler sunarak yapay zekanın yönünü belirleyin.
  • Deneme ve Yanılma: İdeal promptu bulmak için farklı talimatlar deneyin. Aynı görevi farklı promptlarla test etmek daha iyi sonuçlar almanızı sağlar.

Prompt Mühendisliğinin Önemi

Prompt mühendisliği, yapay zekanın günlük hayattaki kullanım alanlarının artmasıyla daha da önemli hale gelmektedir. 

Doğru hazırlanmış bir prompt, zamandan tasarruf sağlar, daha doğru sonuçlar üretir ve yapay zekadan en iyi şekilde yararlanmanızı sağlar. 

Özellikle iş dünyasında ve içerik üretiminde prompt mühendisliği, hızlı ve etkili çözümler sunarak süreçleri hızlandırır.

Sonuç olarak, prompt mühendisliği, yapay zeka uygulamalarını daha verimli kullanmak için gerekli bir yetenektir. İyi bir prompt hazırlayarak yapay zekanın gücünden en üst düzeyde faydalanabilirsiniz.



Eski Tip Sürücü Belgesi Yenileme Süresi Sona Eriyor: 2024'te Yenileme Süreci Hakkında Bilmeniz Gerekenler

2024 yılı, Türkiye’de eski tip sürücü belgelerine sahip sürücüler için yenileme sürecinin sonuna gelindiği yıl olacak. Eğer hala eski tip bir ehliyetiniz varsa, geçerli bir sürücü belgesine sahip olmaya devam edebilmeniz için bu yıl içinde yeni tip sürücü belgesiyle değiştirmeniz gerekiyor. İşte süreçle ilgili bilmeniz gereken tüm detaylar:

1. Eski Tip Sürücü Belgeleri Neden Yenileniyor?

Eski tip sürücü belgeleri, hem ulusal hem de uluslararası kullanımda güvenlik açığı oluşturabiliyor. Ayrıca, dijitalleşen dünya ve modern güvenlik gereksinimleri doğrultusunda, yeni sürücü belgeleri sahteciliğe karşı daha dayanıklı ve uluslararası geçerliliğe sahiptir. Türkiye, 2024 sonuna kadar eski sürücü belgelerinin tamamının yenilenmesini zorunlu hale getirerek vatandaşların daha güvenli bir belgeye sahip olmasını amaçlamaktadır.

2. Ehliyet Yenileme İçin Gereken Belgeler

  • Yeni tip sürücü belgesine geçiş yapmak için şu belgeleri hazırlamanız gerekiyor:
  • Kimlik Belgesi: Nüfus cüzdanı, pasaport veya yeni çipli kimlik kartınız.
  • Eski Sürücü Belgesi: Mevcut ehliyetiniz yenileme başvurusunda sunulmalıdır.
  • Sağlık Raporu: Ehliyet yenileme işlemi için sürücü sağlık durumu değerlendirilir. Öncelikli olarak E-Devlet üzerinden “Kişisel Sağlık Bilgi Formu” nu eksiksiz doldurunuz. Sonra raporu özel veya devlet hastanelerinden veya aile hekimlerinden alabilirsiniz. Eğer gözlük kullanıyor ve ehliyetiniz gözlüksüz ise doktorun yanına giderken gözlüğünüzü ya çıkartın yada gözlüklü ehliyet alacağınızı unutmayın.
  • Biyometrik Fotoğraf: Yenileme başvurusu için 1 adet biyometrik fotoğraf gereklidir.
  • Ücret Makbuzu: Yenileme harcının yatırıldığını gösteren ödeme makbuzu (anlaşmalı bankalar üzerinden ödeme yapılabilir).

3. Başvuru Adımları

15 Kasımdan sonra ehliyet yenileme işlemini hem e-Devlet platformu üzerinden başlatabilir. Yazının yayınlandığı tarih itibariyle doğrudan Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’ne başvurabilirsiniz. İşte başvuru adımları:

e-Devlet Üzerinden: e-Devlet hesabınıza giriş yaparak “Sürücü Belgesi Yenileme Başvurusu” kısmına gidin ve başvuru formunu doldurun.

Randevu Alın: Belgelerinizi hazırladıktan sonra size en yakın Nüfus Müdürlüğü’nden randevu alın.

Başvurunuzu Tamamlayın: Randevu günü belgelerinizi sunarak başvurunuzu tamamlayın.

4. Geçiş Süresi Sona Eriyor: Cezai Durumlar

2024 yılı sonu itibarıyla eski tip sürücü belgelerinin geçerliliği sona erecek. Bu tarihten sonra, eski tip sürücü belgesi ile trafiğe çıkan sürücüler cezai işlemle karşılaşabilirler. Sadece Türkiye içinde değil, yurtdışında da geçerli olacak yeni tip sürücü belgesine sahip olmanız, uluslararası seyahatlerde de kolaylık sağlar.

5. Yenileme Ücretleri ve Teslim Süreci

Yenileme işlemi için belirli bir harç ücreti bulunmaktadır. Eski tip ehliyete sahipseniz ve ehliyetinizi yenilemek istiyorsanız ehliyet yenileme harcı ödemesi olarak toplam 15 TL yatırmanız gerekir. Ehliyet değiştirme fiyatı olarak ifade edilen bu ücret, 13 TL değerindeki kâğıt bedeli ve 2 TL değerindeki vakıf hizmet bedelini kapsar. Ödeme işlemi bankalar üzerinden yapılabilir. Başvuru tamamlandıktan sonra, yeni tip ehliyetiniz ortalama 15 gün içinde adresinize teslim edilecektir. Başvurunuzu e-Devlet üzerinden takip ederek sürecin hangi aşamada olduğunu görebilirsiniz.

6. Geç Kalmayın: Yenileme Sırasında Yoğunluk Yaşanabilir

Süre sona ermeden ehliyetinizi yenilemeniz önemlidir. 2024 sonuna yaklaşırken, yoğunluk nedeniyle randevu almak zorlaşabilir. Yoğunluğa kalmamak için işlemlerinizi erkenden tamamlamak, süreci daha rahat bir şekilde geçirmenizi sağlar.

Sonuç

Eski tip sürücü belgelerinin yenilenmesi, hem sürücülerin güvenliği hem de uluslararası geçerlilik açısından büyük önem taşımaktadır. Türkiye’nin 2024 itibarıyla tamamlamayı hedeflediği bu geçiş sürecinde, vatandaşların cezai işlemle karşılaşmamaları adına, yeni tip sürücü belgesine geçmeleri gerekmektedir. Eğer henüz yenileme işleminizi yapmadıysanız, belgelerinizi tamamlayarak en kısa sürede başvurunuzu yapabilirsiniz.

7.11.2024

2025'te Yurt Dışına Çıkışta Dijital Dönem: Harç Ödemelerinde Fiziki Pul Dönemi Sona Eriyor

2025 itibarıyla, yurt dışına çıkış yaparken kullanılan fiziki harç pulları tarihe karışıyor. Yeni düzenlemeye göre, yurt dışına çıkış harcı ödemeleri yalnızca dijital ortamda yapılabilecek. Bu değişim, çevre dostu bir yaklaşımı benimseyerek kağıt tasarrufuna katkı sağlamayı amaçlıyor. 2024 yılı sonuna kadar 500 TL karşılığında alınan harç pulları ise 10 Ocak 2025 tarihine kadar geçerliliğini sürdürecek.

Yeni düzenlemeyle yurt dışına çıkış harcı, eskiden olduğu gibi havalimanı veya limanlardaki harç pulu satış noktalarından alınmayacak. Harç ödemeleri artık vergi daireleri, mal müdürlükleri, defterdarlık muhasebe müdürlükleri, gümrük saymanlıkları, yetkili bankalar ve PTT veznelerinden dijital olarak yapılabilecek. Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından sunulan Dijital Vergi Dairesi ve GİB mobil uygulamaları, yurt dışına çıkış harcı ödemelerini kolaylaştırmak için kullanıcıların hizmetine sunulacak. Ayrıca, yetkili bankaların internet bankacılığı ve mobil uygulamaları üzerinden de bu ödemeler gerçekleştirilebilecek.

Bu elektronik ödeme sistemi, yapılan harç ödemelerinin sistem üzerinden kolayca kontrol edilmesine olanak tanıyor. Harç ödendiğinde, ödeme bilgileri otomatik olarak sistemde işlenecek ve çıkış yapan yolcular, herhangi bir fiziki pulu yanlarında taşımak zorunda kalmayacak. Bu düzenleme, hem kağıt kullanımını azaltarak çevreye katkı sağlıyor hem de işlemleri daha hızlı ve kolay hale getiriyor.

Kaynak: https://www.gib.gov.tr/gibmevzuat